60 Aylık Çocuk Okula Gidebilir Mi ?

çocuk psikolojisi

60 Aylık Çocuk Okula Gidebilir Mi ?

 



Psk. Dan. Serhat YABANCI Psikoloji

   

 

Eğitimde yeni bir model geliyor. Eğitim yaşı 6 ya çekiliyor.5.sınıf 2.kademeye dahil oluyor.

Önce bir analiz yapalım.

Çocuğun gelişim dönemleri itibariyle,

1.Duyusal-motor evre (0-2 Yaş)

2.İşlem öncesi dönem (2-7 yaş)

3.Somut işlemler dönemi (7-11/12 yaş)

4.Soyut işlemler dönemi (11/12 yaş ve üzeridir.

Bu açıdan bakıldığında üzerinde konuşacağımız nokta 2 .dönem olan işlem öncesi dönemdir. Bu dönemin özelliklerine bakalım.







2. İşlem Öncesi (ilk çocukluk) Dönemi (2 – 7):

Ø Korunum ilkesi gerçekleşmez, Piaget 5 yaşlarında bir çocukla deney yapar; iki bardak var bardakların uzunlukları aynı, içindeki su seviyeleri de. Piaget çocuğa hangi bardakta su fazla diye bir soru yöneltince ikisi de aynı cevabını alır. Bu bardakların bir tanesini geniş yayvan bir bardağa boşaltarak hangi bardakta su fazla diye tekrar sorunca uzun bardaktaki cevabını alır.

Ø Odaklaşma: Dikkatli bir olayın ya da nesnenin diğer yönlerini dışarıda bırakarak yalnızca bir yönüne yoğunlaştırma eğilimine, odaklaşma denilmektedir. Sıvı miktarı deneyinde çocuğun bardağın boyu üzerinde yoğunlaşması ve bardağın daha geniş olduğu için aynı miktar suyu alabileceğini düşünememesi odaklaşmaya örnek gösterilebilir. Küçük çocukların işlek yollarda karşıdan karşıya geçmekte zorlanmaları da odaklaşma ile ilgilidir. Çocuk trafik kurallarına uygun olarak önce soluna, sonra sağına tekrar soluna baktığında her seferinde ilk baktığını unutabilmekte, daha doğrusu o anda baktığı tarafa odaklamaktadır. Bir elmayı dörde böldüğümüzde, çocuk elmaları değerlendirirken sadece sayılar üzerinde odaklanır ya da merkezlenir. Dört çeyrek elmanın bir elmadan fazla olduğunu zanneder. Buda çocuk da korunum ya da kitlenin değişmezliği sürecindeki odaklama veya merkezleme kavramlarıyla açıklanır.

Ø Tersine çevirememe: Bir işlemi tersinden düşünemezler. Bir bardaktan sürahiye boşaltılan suyun tekrar bardağa doldurulması halinde önceki düzeyine geleceğini düşünemezler. A=B dir fakat B=A değildir. İlk akıl yürütmeyi kullanma faaliyetleri başlar. Tek yönlü mantık yürütme.

Ø Ben merkezcilik: Çocuğa göre dünyanın merkezi kendisidir. Kendisinin bildiğini herkesin bildiğini ve kendisinin gördüğünü herkesin gördüğünü düşünür. Kendisini başkasının yerine koyamaz. Telefonla konuşurken kendisinin gördüğünü karşısındakinin de gördüğünü düşünür. Çocukların oyunları da paraleldir. Yani tek başlarına oynarlar. Egosantrik düşünme başlar.

Ø Monolog: Çocuklar bir arada toplu konuşma halinde etkileşime girer. Hep bir ağızdan ve birbirlerine karşılık vermeden konuşurlar. Sadece kendi konuşmasıyla ilgilenir.

Ø Animizm: Yaşayan ve yaşamayan nesneler arasında ayrım yapamama durumunda ortaya çıkan karmaşadır. Çocuk cansız nesnelere canlılık özellikleri yükler. Örneğin; bir çocuk oyuncak bebekle canlıymış gibi konuşur.

Ø Özelden özele akıl yürütme: Olayları yalnızca geçirdiği yaşantılara bağlı olarak tek yönlü düşünebilme özelliğidir. Her sabah kahvaltısında yumurta yiyen bir çocuk bir gece misafir olarak kaldığı arkadaşının evinde sabah uyandığında yaptığı kahvaltıda yumurta yememiştir. Annesi ona “kahvaltı yaptım mı?” diye sorduğunda çocuk “kahvaltı yapmadım” (yumurta yemediği için) demiştir. Televizyon izlemedim o halde akşam olmadı gibi.

Ø Bu dönemde çocukların dili çok hızlı gelişir. Fakat geliştirdikleri kavramlar ve kullandıkları sembollerin anlamları kendine aittir. Dil gelişimi sembolleri kullanabilme yeteneğiyle ilgili.

Ø Bu dönemde çocuklar cinsiyet farklılıklarını, cinsel kimliğin devamlılığını öğrenirler.

Ø İşlem öncesi dönem ikiye ayrılır. Sembolik dönem ve sezgisel dönem olmak üzere ikiye ayrılır. Sezgisel dönemde mantık kuralları gelişmemiştir. Sezgilerle hareket edilir. Sembolik dönemde ise; sembolleri kullanılmaya başlanır ve dil gelişimi başlar

 

Yukarıdaki paragrafta görüldüğü üzere,

--6 yaş çocuğun işlem kabiliyeti daha azdır. Buna bağlı olarak 1.sınıfta başarısız olması  halinde en baştan yetersizlik ve özgüven sorununun temelleriyle yola çıkacaktır.

-çocuğun küçük motor gelişimi( parmak kullanımı)  tam gelişmemiştir. bu nedenle yazım ve ödev yapma sorunu yaşayacaktır.

-sevgi ve başarı birbirini etkileyen bir süreç olduğu için öğrenci 1.sınıfta çok zorlanır ve başarısız olursa okulu sevmesi zorlaşır. Okul fobisinin temelleri atılabilir. Suni karın ağrıları, hayal ürünü okul olayları  anlatımı ile okula gitmek istemez.

 

-Ben merkezcilikte tam gelişim olmadığı için arkadaşlık ilişkileri ve okul disiplin kuralları açısından sorun yaşaması muhtemeldir.

 

-odaklanma tam olarak gelişmediği için öğretmen veya veli, çocukta modern hastalık (DEHB-dikkat eksikliği ve hiperaktivite) var sanıp gereksiz bir sürü arayışa girip hem maddi hem  manevi hem de zaman kaynı yaşanabilir.

 

-Okula hazırlık sınıfı yaşı olarak 60-72 ay arası uygun yaş dönemidir. 72 ay ve sonrası ise ilkokul 1.sınıfa başlama yaşıdır. Bazı çocuk istisnai olarak 5-6 yaşında iken de hazırdır, bu çocuklar üstün zekalı olup, yüzüne bakıldığında “haydi oynayalım, haydi bana şu konuda cevap ver” edasındadır, henüz okula hazır olmayan çocuk ise isteksiz, rahatsız, iştahsız bir hal içerisinde olup, tedirgindir ve kendinden emin değildir.(T.yıldırım)

- önceden üst sınıftaki öğrencinin yaşı ortalama 14,alt sınıf ise 7 iken yeni sistemde bu fark 8 e çıkacak (14-6).. yani çok küçük çocuklar kendilerinden çok büyük çocuklar ile aynı binada olacaklar.

 

-72 ay veya 6 yaş tesadüf olarak seçilmiş bir yaş sınırı değildir. Belli bir zihinsel, duygusal, bedensel eşiktir.Bundan önce okula başlama olumsuz olabilir.Örneğin dikkati toplama, yoğunlaştırma ve yönlendirme bu eşikten önce gelişmediği görülür. Bu nedenle  bu yaşın tam dolması ve geçiş döneminin sağlıklı tamamlanması gerekir.

- çocuk büyüdükçe farklılıklar azalır. Ama küçükken 1 ay bile  farklılık yansıtır. 60 ayını bitirmiş bir çocuğu okula başlatmanız halinde,40 dakika ders dinleyebileceğini düşünüyor musunuz?

-6 yaş, oyun dönemidir.akademik algı için gerekli alt yapıya zihnen uygun değildir.

-hayata erken başlamak, başarılı olmak değildir. Öyle olsaydı en başarılı çocukların okula erken başlayanların olduğu  erken evlenenlerin daha mutlu olduğunu tespit etmek gerekirdi.

 

-okul öncesi eğitim zorunlu tutulmadığı için öğrencinin ana kucağından alınıp okula getirilmesi ne kadar sağlıklıdır.

 

-normalde öğrenci ortalama 11 yaşında 2. kademeye geçerken yeni uygulama ile 9 yaşında 2.kademeye geçecektir. Aslında hem 1 yıl erken başlayacak hem de 2. kademe(orta kısım) 1yıl erken başlayacağı için,4.sınıf yaşındaki çocuk 6.sınıf düzeyine çıkmış olacak ve kendisi9 yaşında iken bir üst sınıftaki 11 yaşında olacaktır.

 

-aynı sınıfta hem 7 yaş, hem 6 yaş öğrencileri olacaktır. Peki eğitim hangi yaş dilimine göre verilecektir.

 

-eğitim kadrosu açısından, hem ilk öğretim-sınıf öğretmenleri  hem de  orta kısım öğretmenleri bu öğrenciler ile ilgili eğitim sahibi değildirler. Bu yaştaki çocukların kişilik ve gelişim özelliklerini bilmeden eski sisteme göre görevini ifa edeceklerdir.

 

-özellikle yatılı ve taşımalı okullarda artık 60 ay üstü çocuklar olacaktır.

Bu konu ile ilgili 2004 yılında  zorunlu eğitim ile ilgili hazırladığım çalışmada,o dönem ilk okul öğrencilerinin çocuğun geceleri yurtta ağladıklarını, korkudan uyuyamadıklarını,annelerini devamlı özlediklerini,okuldan kaçtıklarını,anne-babaların ise devamlı kaygılı olduklarını,çocuklarda kaygı-korkuya bağlı özgüven kaybı olduğu,kendini savunamadıkları için çekingen yapıda büyüdükleri ortaya çıkmıştır ( serhat yabancı, zorunlu eğitim sonuçları, yüksek lisans tezi 2004 YÖK tez arama). 7 yaşındaki çocuğun bu yaşadıklarına bu kadar net tanık olan biri olarak söyleyeyim ki 6 yaşındaki çocuk o şartlarda nasıl eğitimini yürütecek.

 

Genel olarak bakıldığında, 60 ayını bitirmiş bir çocuğun ilköğretime başlamasının güçlükler yaratacağını düşünüyorum. Alt yapı, yeni sisteme göre öğretmen yetiştirilmesi, var olan  öğretmenlere eğitimler verilmesi,yatılı okulların alt yapılarının güçlendirilmesi gibi bir çok destek gerekmektedir. Önemli olan hayata erken  atılmak değil, önemli olan doğru zamanda doğru adımlar atmaktır.

 

SERHAT YABANCI

psikolojikDanışman

serhatyabanci@hotmail.com

0532 164 25 84 -0505 540 09 77



14.3.2012 - 10715



Yazarın Yazdığı Tüm Makaleler
Yazarın Yazdığı Tüm Makaleler İçin Tıklayınız.
İlgili Diğer Yazılar
Arkadaşa Danışmak ile Psikoloğa Danışmak Arasındaki Farklar
Arkadaşa Danışmak ile Psikoloğa Danışmak Arasındaki Farklar
Çocukluk ve Ergenlik Depresyonunda Sık Gözlenen Bilişsel Çarpıtmalar
Çocukluk ve Ergenlik Depresyonunda Sık Gözlenen Bilişsel Çarpıtmalar
Çocuğunuzun Okul Fobisinin Nedeni
Çocuğunuzun Okul Fobisinin Nedeni 'Siz' Olabilirsiniz
Ders Zili Çaldı Ebeveynler Dikkat!
Ders Zili Çaldı Ebeveynler Dikkat!
4+4+4 Sistemindeki Değişiklik Yeterli midir?
4+4+4 Sistemindeki Değişiklik Yeterli midir?
Konuyla İlgili Sorular
İlgili Forum Konuları

SAĞLIK HABERLERİ Tüm Haberler Sağlık Haberleri Rss

FOTO GALERİ Tüm Foto Galeriler
Diş Fırçanızı Karanlık Yerde Tutuyorsanız Dikkat! Tehlike Saçıyor
Diş Fırçanızı Karanlık Yerde Tutuyorsanız Dikkat! Tehlike Saçıyor
Yumurtayı Pişirmeden Önce Yıkamak Ne Kadar Doğru?
Yumurtayı Pişirmeden Önce Yıkamak Ne Kadar Doğru?
Kan Lekeli Yumurta Yenir mi?
Kan Lekeli Yumurta Yenir mi?
Lahana Yapraklarını Göğsünüze Sarın, Faydası İnanılmaz
Lahana Yapraklarını Göğsünüze Sarın, Faydası İnanılmaz

SAĞLIK VİDEOLARI Tüm Videolar
Sağlık Video Göziçi İğne Nedir? Neden Yapılır? İzmir Kaşkaloğlu Göz Hastanesi
Göziçi İğne Nedir? Neden Yapılır? İzmir Kaşkaloğlu Göz Hastanesi
Sağlık Video Yakını Görememe ve Tedavisi İzmir Kaşkaloğlu Göz Hastanesi
Yakını Görememe ve Tedavisi İzmir Kaşkaloğlu Göz Hastanesi
Sağlık Video Botoks Nedir Kaşkaloğlu Göz Hastanesi
Botoks Nedir Kaşkaloğlu Göz Hastanesi
Sağlık Video Katarakt Ameliyat Sonrası Gözlük İzmir Kaşkaloğlu Göz Hastanesi
Katarakt Ameliyat Sonrası Gözlük İzmir Kaşkaloğlu Göz Hastanesi

 

[Hata Bildir]