|
Selçuk Üniversitesi Veteriner Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Maden, evinde hayvan besleyen, hayvanlara yardım eden kişilerin insanlarla ilişkilerinde daha başarılı olduğunu söyledi.
Prof. Dr. Maden, hayvanları sevmenin çok özel bir duygu olduğunu, bu sevginin hem ilgilenilen hayvanı hem de kişinin kendisini mutlu ettiğini belirtti.
Hayvanları sevip sevmemenin, az veya çok sevmenin kişiden kişiye değiştiğini ifade eden Maden, hayvanlara yaklaşımda kadın ve erkek arasında önemli fark olduğunu, kadınların hayvanlara daha sıcak yaklaştığını, erkeklerin ise genellikle soğuk davrandığını ifade etti.
Ev hayvanı sahipleri ile ticari olarak küçükbaş ve büyükbaş hayvan yetiştirenler arasında da hayvan sevgisi açısından önemli fark bulunduğunu belirten Maden, ticari olarak hayvan besleyen insanların da sahip oldukları hayvanları sevdiğini ancak onlara daha çok meta olarak baktığını söyledi.
Evinde hayvan besleyen pek çok kişinin hayvanlarını birey olarak gördüğünü kaydeden Maden, şöyle konuştu: ''Pek çok hayvansever, sahip olduğu kedisini, köpeğini çocuğundan ayırt etmez. Onları, 'oğlum, kızım' diye sever.
Bazı hayvanseverler ise özellikle sokak hayvanlarının durumuna çok üzülür, elinden ne geliyorsa hepsini yapmaya çalışır, onları tutkuyla sever. Bazı insanlar ise sokak hayvanlarını 'pis, hastalık bulaştırıcı' olarak görme eğilimindedir.
Bunlardan bazıları sokak hayvanlarına zarar vermek ister. Ancak bu kişilerin psikolojik sorunları olduğu düşünülmelidir. Evinde hayvan besleyen, hayvanlara yardım eden kişilerin ortak özelliği, insanlarla ilişkilerinde daha başarılı olmalarıdır. Çünkü bir hayvanla ilgilenen kişi, konuşamayan bir varlıkla iletişim kurar.
Maden, hayvanseverlerin kişilerle iletişimleri ve karşılaştıkları olaylar karşısında daha yumuşak tepki veren, karşısındaki kişinin yerine kendisini koyabilen ve diğerlerine oranla daha sevecen kişiler olduğunu söyledi.
"Onlar düşünemeseler de psikolojik varlıklardır "
Hayvanların yeri geldiği zaman canını sahibi için feda etmekten kaçınmayan varlıklar olduğunu ifade eden Maden, şunları kaydetti:
''Buna rağmen insanlardan bir kap yemek ve başlarının okşanmasından başka şey istemezler. Bir hayvanla bir arada kalmak, onu sevmek insanı vicdanen ve ruhen rahatlatır. Sahibi ölünce mezarının başından günlerce ayrılmayan, sahibinden ayrıldığında günlerce yemek yemeyen evcil hayvanların sayısı az değildir. Onlar düşünemeseler de psikolojik varlıklardır. Hayvanlar bu özellikleri nedeniyle psikoterapi ve fizyoterapide kullanılır.
Ayakta durmakta zorlanan spastik çocukların bir süre atla ilgilendiklerinde atın üzerinde rahatlıkla durabildiği biliniyor. Bazı kedi sahipleri, akşam eve geldiğinde ayağının üzerine kedinin yatmasıyla ayaklarındaki ağrının geçtiğini söylemektedir. Yoğun çalışan kişiler, gün içindeki stres ve yorgunluklarından evdeki köpeğiyle 15 dakika geçirdiğinde tümüyle kurtulduğunu belirtmektedir.''
23.8.2011 - 9791
|