|
Memorial Ankara Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü'nden Doç. Dr. Ahmet Demir, "kolik" sebebiyle, yenidoğan bebekleri saatlerce ağlayan ailelere, bebeklerinin bağırsaklarını ısıtmalarının yanı sıra odada sakinleştirici müzikler açmalarını, su ve süpürge sesi kullanmalarını ve son seçenek olarak da bebekle birlikte araba yolculuğuna çıkmalarını önerdi.
Demir, yaptığı yazılı açıklamada yenidoğan bebekte kolik ve tedavisi hakkında bilgi verdi.
Yenidoğan bebeklerde en sık rastlanan sağlık problemlerinin başında gelen kolik sebebiyle bebeklerin saatlerce ağlayarak ebeveynlerine zor anlar yaşatabildiğini ifade eden Demir, "Kolik, kesin nedeni bilinmemekle birlikte bebeğin sinir ve bağırsak sisteminin tam olgunlaşmaması ya da gelişmekte olmasından kaynaklanabilir. Ayrıca annenin sigara içmesi, yaşının ileri oluşu ve ilk bebek olma durumu diğer risk faktörleri arasında yer almaktadır" bilgilerini verdi.
İnek sütü protein alerjisi ve diğer alerjilerin de kolik konusunda suçlandığına dikkati çeken Demir, şu ifadeleri kullandı:
"Koliğin ana belirtisi ağlama krizleridir. 3 ayın altındaki bir bebekte adeta durdurulamayan ağlama krizleri günde en az üç saat sürebilir. Bu tablo, haftada üç gün ve ayda üç haftaya yayılmaktadır. Genelde bu bebekler, akşam saatlerinde ve hemen hemen aynı saatlerde ağlarlar. Ağlama sırasında yüzleri kızarır, karınları belirgin olarak şiştir ve bacaklarını karınlarına doğru çekerler.
Bazen kendilerini arkaya doğru atar gibi bazen ellerini yumruk yaparak bazen de bacaklarını tekme atar gibi hareketler yaparak ağlayabilirler."
-Tedaviye anne ve bebeğin beslenme programından başlanmalı
Demir, koliğin genelde bebeğin 4. ayına doğru düzeldiğini bildirdi. Kolik tedavisi için birçok alternatif bulunduğunu ancak bunların tüm bebeklerde aynı oranda etkili olmadığını anlatan Demir, tedavi seçeneklerini "anne sütü ile beslenen bebeklerde annenin diyetinin düzenlenmesi, mama ile beslenen bebeklerde uygun mamaların seçilmesi, ilaç tedavisi, probiyotikler, bitki özleri, kayropraktik tedavi ve masaj" şeklinde sıraladı.
Koliğin, bebeklerde kalıcı bir hasara yol açmadığını, ancak infantil kolik tarzında ağlama krizleri olan bebeklerin, en az bir kez doktor muayenesinden geçerek başka bir hastalık nedeni ile ağlamadıklarının kanıtlanması gerektiğini bildirdi. Bazen tek bir doktorun dediğiyle yetinmeyen ailelerin, bebeklerini hastane hastane gezdirdiğini ve bu sürecin bebeği daha çok yıprattığını ifade eden Demir, bebekte kilo alamama, halsizlik, emmeme, kusma, ishal, ateş, isteksizlik veya kabızlık yoksa genelde herhangi bir tetkike gerek olmadığını belirtti.
-Bebeğiniz ağlama krizine girdiyse...
Demir, bebekleri ağlama krizine giren ailelere şu tavsiyelerde bulundu:
"Mümkün olduğunca sakin olun, gerilmeyin. Güler yüzle bebekle göz teması kurmaya çalışın. Bebeğinizi bağrınıza basarak karnını ısıtın. Bunu ütü ile ısıtılmış bez ya da ısıtma pedleri ile de yapabilirsiniz. Bulunduğunuz odada sakinleştirici müzikler açın. Bebek emziği kullanın. Rezene ve nane gibi bitki çayları içirmeyi deneyin. Su ve süpürge sesi bazı bebeklerin hoşuna gidebilir, unutmayın. Son seçenek olarak bebekle birlikte ufak bir araba yolculuğuna çıkın."
Doç. Dr. Ahmet Demir, koliğin bir hastalık olmadığını, bebek gelişiminin ana aşamalarından birisi olduğunu, kolikle ilgili süreçlerin sabırla ve sükunetle yerine getirilmesi gerektiğini sözlerine ekledi. - Ankara
1.12.2014 - 15950
|