|
İngiltere'de yıllık kişi başı ortalama 400 gram diş macunu tüketilirken, Türkiye'de bu oran 80 grama kadar düşüyor. Uzmanların günde en az 2 defa dişlerin fırçalanmasını tavsiye etmesine rağmen, Türkiye'de bir kişi haftada ortalama 1,5 defa dişlerini fırçalıyor. 3-4 ayda bir diş fırçasının değişmesi gerekirken, ülkemizde 3-4 kişilik bir aileye yılda ortalama 1 fırça düşüyor.
Bu da fırçanın ortak kullanımı anlamına geliyor. Nüfusun sadece yüzde 10’u ağız hijyenine önem veriyor.
AB ülkelerinde şeker tüketimi Türkiye’den daha fazla olmasına rağmen, diş fırçalama alışkanlığı ve bakımı daha yaygın olduğu için çürük oranı ülkemizden daha düşük. İnsanların diş sağlığını ihmal etme nedenlerinin başında tedavi sırasında acı çekeceklerini düşünmeleri geliyor.
Üstelik, bir kişinin çürüyen bir dişi çektirip, yerine yenisini yaptırma masrafı, o dişi korumak için yaptığı masrafın 10-15 katından daha fazla.
Diş Hekimi Dr. Özkan Çankaya, bakımına gereken önem verilmediğinden diş sağlığının bozulmasının, ağzın çürük dişlerle dolup bakımsız bir görüntü sergilemesinin kaçınılmaz olduğunu belirtiyor. Çürük dişlerin estetik görünümü bozmasından daha önemli olanı ise pek çok sağlık sorununa yol açması. İleri derecede çürük, apseli diş, lokal enfeksiyon odağı başta kalp olmak üzere bir çok organı kötü etkiliyor.
Özkan Çankaya, özellikle kanser gibi sistematik hastalığa sahip olan, böbrek ya da şeker rahatsızlığı olanların diş sağlıklarına daha da çok önem vermeleri gerektiğini vurguluyor.
Dr. Çankaya; özellikle bazı büyük ameliyatlar öncesi kişilerin ciddi bir ağız ve diş sağlığı kontrolünden geçmelerini tavsiye ediyor. Böylece dişler veya çevre dokularda bulunan bir enfeksiyon nedeniyle diğer organlarda ikincil enfeksiyonların oluşmasının önüne geçilmiş olacaktır.
Özellikle kanserli hastalarda kullanılan bazı ilaçlar ağız diş tedavisi yapılamamasına neden oluyor. Dolayısıyla bu ilaçların kullanımı öncesi kişinin ağız diş dokuları sağlıklı hale getirilmelidir.
Özkan Çankaya, diş çürüğüne bağlı olarak kana karışan organizmaların kalp kapakçıklarının bozulmasına ve mikrop kapmasına neden olduğunu belirtiyor. Özellikle, romatizmal kalp kapağı hastalığı olan kişilerin diş sağlıklarına dikkat etmeleri gerekir.
Diş tedavisi veya diş dolgusu yaptıran kişilerde kalp kapakçığı bozukluğu olup olmadığı da önem taşıyor. Dr. Çankaya, romatizmal kalp kapak hastalığı bulunan kişilerde, diş tedavisi sırasında kalbin mikrop kapmasını gerektirecek hallerin oluşmaması için, mutlaka koruyucu tedbirler alınması gerektiğine de dikkat çekiyor. Çekilen diş sonrası meydana gelecek ciddi kanamalar, istenmeyen sonuçların ortaya çıkmasına neden olabiliyor.
Diş çekimi sonrasında meydana gelecek kanama nedeniyle; tansiyonun düşmesi, çarpıntı ve ritm bozukluğunun yanı sıra, kalp kapağında bozulma ve mikrop kapma sonrası ölüm gerçekleşebiliyor.
4.3.2011 2 - 5814
|