Davran�� Bozukluklar�

Davran�� bozuklu�unun temel �zellikleri ba�kalar�n�n temel haklar�na sald�r�ld��� ya da i�inde olunan i�inde olunan ya�a uygun olarak ba�l�ca toplumsal de�erlerin ya da kurallar�n hi�e say�ld���, tekrarlay�c� bir bi�imde ve s�rekli olarak g�r�len bir bozukluktur.

Belirtileri

  • �o�u zaman ba�kalar�na g�zda�� vermek, korkutmak ve �st�nl�k taslamak, kabaday�l�k.
  • �o�u kez kavga ve d�v�� ba�latmak.
  • Sopa, ta�, k�r�k �i�e, �i�, b��ak, tabanca gibi ba�kalar�na ciddi bir bi�imde fiziksel olarak zarar vermek, yaralamak.
  • �nsanlara fiziksel olarak ac�mas�z davranmak.
  • Hayvanlara fiziksel olarak ac�mas�z davranmak.
  • Di�er insanlara sald�rarak soyma, h�rs�zl�k, silahl� soygun yapma.
  • Cinsel olarak di�er insanlar� taciz etme, zorlama.
  • Yang�n ��karma.
  • Ba�kalar�n�n e�yalar�na zarar verme, k�rma, d�kme.
  • Ba�ka insanlar�n evine arabas�na zorla girme.
  • Bir ��kar sa�lamak ve sorumluluktan ka�mak i�in �o�u zaman yalan s�yleme.
  • Ba�ka insanlar�n de�erli e�yalar�n� �alma.
  • Ma�azalardan kimse g�rmeden mal �alma, sahtekarl�k.
  • On�� ya� �ncesinden ba�layarak ailenin yasaklar�na kar�� �o�u zaman geceyi d��arda ge�irme.
  • On�� ya��ndan �nce ba�layarak �o�u zaman okuldan ka�ma, kurallar� ciddi bi�imde bozma.
  • Onsekiz ya��ndan sonra antisosyal davran��lar g�sterme.

Yukar�daki tan� �l��t�n�n, son 6 ay veya 1 y�ld�r, en az �� tanesi olmas� halinde davran�� bozuklu�u te�hisi konulur.

E�lik eden �zellikler ve Bozukluklar

Davran�� bozuklu�u olan ki�iler, di�er insanlar�n duygular�n�, arzu, istek ve beklentilerini umursamazlar ve empati yapamazlar. Sald�rgan bireyler, belirsiz ortamlarda di�erlerinin niyetlerini d��manca ve tehdit edici olarak alg�larlar. Sald�rgan tepkiler verip, bu tepkilerinde de hakl� ve mant�kl� olduklar�na inan�rlar. Bu bireyler kat�, ars�z olup, duruma uygun su�luluk ve pi�manl�k duygular� da g�stermezler. �o�u kez arkada�lar�n� ele verip, kendi su�lar� nedeniyle ba�kalar�n� su�larlar. G��l� g�r�nmeye �al���rlar ama kendilerine g�venleri genelde d���kt�r. �fke ataklar�, irrite - gergin hal, engellenmeye kar�� tolerans d���kl��� ve s�k s�k kaza yapt�klar� g�r�lebilir. Okul ba�ar�lar� ya�a ve zekaya g�re beklenen d�zeyin alt�ndad�r (okuma ve s�zel becerilerde s�kl�kla). �ntihar d���nceleri ve intihar giri�imleri, rastgele cinsel ili�kilerle hastal�k ta��ma ve okuldan at�lmalar g�r�l�r.

Anne ve baban�n reddi ve ihmali, huysuz bebeklik d�nemi bak�m�nda ve e�itiminde tutars�zl�klar ve bask�, fiziksel ve cinsel s�m�r� - dayak - denetim eksikli�i, �ocu�un s�n�rlar�n�n �izilmemesi, bak�m veren ki�ilerin s�k s�k de�i�mesi, ailedeki b�y�klerin say�s�n�n fazla olmas�, su�lu �ocuk gruplar�yla arkada�l�k etme de, aileden kaynaklanan bozukluklard�r.

Davran�� bozuklu�u son 10 - 20 y�lda artm��t�r ve kentlerde daha s�k g�r�lmektedir. Erkek �ocuklarda g�r�lme s�kl��� biraz daha fazlad�r. (18 ya��n alt�ndaki erkeklerde % 6 - 16, k�zlarda ise % 2 - 9 aras�nda de�i�ir)

Gidi�

Davran�� bozuklu�u 5 - 6 ya�lar�nda ba�layabilir. Daha �ok ge� �ocukluk ya da erken ergenlik d�neminde ba�lar. 16 ya��ndansonra nadir olarak ba�lad��� g�r�lm��t�r. Gidi�i de�i�kendir. Erken ba�lam��sa Antisosyal ki�ilik bozuklu�u riskini art�r�r. Duygu durum bozuklu�u, anksiyete bozuklu�u riskleri de vard�r.

Genetik ve �evre �artlar� ile olu�an bir bozukluktur. Alkol ba��ml�l���, duygu durum bozuklu�u, �izofreni, hiperaktivite bozuklu�u, davran�� bozuklu�u g�steren ailelerin �ocuklar�nda bu bozukluk s�k g�r�l�r.

Kar��t olma - kar�� gelme bozuklu�u ve dikkat eksikli�i - hiperaktivite bozukluklar� ile birlikte bulunabilir. Manik epizod ge�iren �ocuklarla ve uyum bozuklu�u olan �ocuklardan ayr�lmal�d�r. 18 ya��n alt�ndaki bireylere antisosyal ki�ilik bozuklu�u tan�s� konmaz.

(DSM IV'den yararlan�lm��t�r)(Bak�n�z kar��t olma - kar�� gelme bozuklu�u)

Normal D��� Davran��lar

Davran�� bozuklu�u nedir sorusunun yan�t� tarih boyunca insanlar�n ilgi alan� olmu�tur. �in- M�s�r -�brani ve Yunan dillerinde yaz�lm�� yap�tlarda davran�� bozuklu�u g�steren ki�ilerde ilgili �yk�lere rastlan�r Yunan mitolojisinde Herk�l'�n sara n�betleri ge�irerek insanlara sald�rd��� "Deli �brahim"'in b�y�kl�k duygular�na kap�larak taht�ndan indirilmesi, Mozart'�n bestelerini yaparken zehirlenece�ine dair inanc�, Van Gogh'un kula��n� kesip bir fahi�eye yollamas� tarihte "davran�� bozuklu�u "olarak tan�mlanm��t�r.

Davran�� bozuklu�u g�n�m�zde geli�mi� �lkelerde en �nemli sa�l�k sorunu olarak kabul edilmektedir ama hangi davran�� normal, hangi davran�� anormal konusunda yap�lan �al��malarda net bir bilgiye ula��lamam��t�r. Psikologlar ve Psikyatrlar birbirleriyle te�his koymada �eli�kiye d��m��lerdir (Zubin 1967)

Bug�n bir �ok insan normal ve normal d��� davran��lar�n� kesin bir �izgiyle ayr�larak bir yandan normal davran�� g�steren ki�iler, bir yanda da davran�� bozuklu�u g�steren ki�iler oldu�unu sanmaktad�rlar.

Bilimsel a��dan b�yle bir �l��t yoktur. Bedenin fiziksel yap�s� ve i�levleri bilindi�i ve g�r�ld��� i�in, yani somut oldu�u i�in, fiziksel hastal�klardan "Normal olmayan"�n tan�mlanmas� kolayd�r. Oysa Psikolojik d�zeyde kabul edilebilecek bir normal modeli yoktur. Bu konuda bilimsel ara�t�rmac�lar kar��t iki kar�� g�r�� olu�turmu�lard�r.

  • Toplumsal normlara, ilkelere uyma normali;
  • Toplumsal kurallardan sapma oran� ise davran�� bozuklu�unu yani normal d���n� belirledi�ini s�ylediler.

Birinci g�r��� benimseyenler toplum kabul etti�i s�rece belirli bir davran���n normal d��� say�lmayaca��n� s�ylerler.
�kinci g�r��te olanlar belirli oranda toplum kurallar�na uymak, toplu halde ya�amak i�in gereklidir. Bu olmazsa birey hem kendisine, hem de topluma zarar verebilir ama normallik i�in �l��t� toplumun onay� de�il, ki�inin kendini iyi hissedebilmesi oldu�unu savunurlar. Bireyin kendi potansiyellerini kullanmas� ve isteklerini de ger�ekle�tirmesi de �nemlidir, "Toplum bireyin yarat�c�l���n� bast�rmamal�d�r" derler. Bu d���nceyi savunan bilimsel ara�t�rmac�lar, bir davran�� toplumun iste�ine uygun ama kendi geli�imini engelleyen ve durduran bir davran��sa normal d��� yada davran�� bozuklu�u olarak tan�mlarlar.

J.G.Jung bireyin toplumsall�kla bireysellik aras�nda ortada bir yerlerde durmas� gerekti�ini ��yle a��klam��t�r. D�nya, d�nyan�n bir �ekim alan� bu �ekim alan�nda belli bir itim mesafede duran bir gezegen vard�r. E�er d�nyan�n bir �ekim g�c� olmazsa gezegen uzay�n bo�luklar�nda kaybolur. Ama gezegenin belli bir itim g�c� olmazsa d�nyaya yap���r. Bu benzetme ile d�nya toplumu gezegende bireyi temsil eder. E�er birey a��r� toplumsalla��rsa gezegen gibi kendi olamaz ama d�nyan�n yani toplumun �ekim g�c�nde kalmazsa da uzay�n yani toplumun d���na itilerek kaybolur gider. Birey toplumla kendisi aras�nda kendine bir yer bulmal�d�r.

�zetle t�m bilgilerimizi toplarsak kendine, �evresine ve topluma zarar veren davran��lara sahip ki�ilere davran�� bozuklu�u g�steren kimseler diyebiliriz. Ya da bu tan�mlamay� Psikolog ve Psikiatrlara b�rakarak bize uymayan ama bize zarar vermeden ya�ayan insanlar� yarg�lamamay� ��renmeliyiz.

Antisosyal Davran�� Bozuklu�u

  • Ba�kalar�n�n mallar�na ve bedensel b�t�nl�klerine y�nelik sald�rgan ve duyars�z davran��lar.
  • Ba�kalar�n�n alanlar�na, s�n�rlar�na y�nelik mesafesizlik, sayg�s�zl�k.
  • D�rt�sellik, d�rt�lerine g�re harekete ge�me. Bu insanlar�n uzun vadeli planlar� olmaz, k�sa planlar yaparlar. O anda ak�llar�ndan ge�ti�i gibi davran�rlar.
  • Duygu ve �fke patlamalar�. Aniden d�rt�sel olarak veya �nemsizde olsa, bir nedene ba�l� olarak ba��r�p �a��r�p kavgaya giri�ebilirler.
  • Duyars�zl�k. Bu insanlar ba�ka insanlar�n ya�amlar�nda yol a�t�klar�hasarlara kar�� duyars�zd�rlar. Pi�manl�k duymazlar.
  • Yalan s�yleme ve h�rs�zl�k. Yalan s�yleme ve h�rs�zl�k asl�nda ayn� �eylerdir; yani ger�e�i �almakt�r. Kendi d�nyalar�ndan d��lamak i�in gereksiz ortamlarda dahi yalan s�ylerler. H�rs�zl�klar� �ok yo�un de�ildir. Genelde sab�ka almazlar.
  • Kendine duyars�zl�k. Sorumsuz araba kullanmak gibi davran�� bozuklu�u g�sterirler. Kendi ba�lar�na gelebilecek olumsuzluklar� da umursamazlar.
  • Bu insanlarda samimiyetin do�al olmayan bir k�sm� " mesafesizlik " vard�r. �ocukluk �yk�lerinde ileti�im kopuklu�u, kurallara uymama, evden ka�ma gibi hikayeler vard�r. Hen�z ergenlik �a��na gelmemi� gen�lerse hemen " ki�ilik bozuklu�u " tan�s� konmal�d�r.
  • Kurallara ve otoriteye ba� kald�rma ve uymama vard�r. Genel kurallar� �i�nerler ve �fke patlamalar� ile kar�� ��karlar. En yo�un duygular� �fkedir. Bu �fkeyi maskelemezler ve toplumsal sorunlar yaratacak �ekilde d��a vururlar.

Bu ki�ilerde sevgi aray��� ve kabul edilme �nemlidir. Kendilerini alg�layamaz, anlayamaz ve kendileriyle ili�ki kuramazlar.

Di�er Belirtiler

  • �fke patlamalar�, kurallara itaatsizlik, h�rs�zl�k, yalanc�l�k.
  • Vicdans�zl�k.
  • Kendisine g��l� g�r�nme iste�i. D��ar�daki insanlara �fke ile g��l� g�r�nd�klerini varsayarak, i�lerinde g��l� olduklar�n� san�rlar.
  • Ortam� bilgi ile de�il, agresyon gerilimi ile kontrol etmek isterler.
  • Kendilerini anlamaktan uzak ve her problemde ��z�m� d��arda arayan ki�ilerdir. �fkeyi d�� d�nyaya ak�tt�k�a kendini savunmu� olur; ama daha �ok �fkelenerek bir k�s�r d�ng�n�n i�inde kal�r. K��eye s�k��m�� hisseder, riske girer, �aresizli�i ve ��z�ms�zl��� hep �fke nedeniyledir.
  • Bu insanlar�n �fkesini bast�r�p yenebilen tek duygu kayg�d�r. Kayg� ya�arlarsa �fkeleri s�nebilir.

Anti Sosyal Yap�n�n Olu�umu

�ocukluk ya�ant�lar�nda sevgi beklentileri verilemedi�inden, ya da onlar�n ihtiya�lar� oldu�u kadar verilemedi�i i�in, �fke duygular� geli�mi�tir. Esas�nda hissedebildikleri tek duygu da budur.

�ocukluk y�llar�nda ebeveynlerinin t�m beklentilerini yerine getirdikleri halde, sevgi alamama haks�zl���na u�rama onlar�n kurallara uymamalar�na neden olur. " Ben kurallara uydum. Sizlerin t�m beklentilerini yerine getirdim ama gene beni sevmediniz. Kurallara uymuyorum, onlara �ok �fkeliyim " diye d���n�r. Sevgiler verilmedi�i halde ortal�kta dolanan, sevgi arayan, sevgi dilenen, zavall�, sefil �ocuk halini g�rmek istemez. Antisosyallerde bir SAYGI sorunu vard�r. Kendi tarz�nda hala bug�n de sevgi aramaktad�r. Ancak paras� olunca ailesini g�rmeye gider. Kendine sayg� duyamama ve hala sevgi arayan kendime sayg� duyamama, kendisine ve di�erlerine hala sevgi arad��� i�in duydu�u �fke vard�r.

Antisosyaller ba�kalar�n� �nemsedikleri zaman sevgiye ihtiya� duyabilecekleri ve bunu alamayacaklar� korkusu ile sevgiye yat�r�m yapmazlar.

Alkolizm, madde ba��ml�l��� gibi, a��r� h�z gibi kendilerine zarar veren eylemlerde bulunurlar. �� d�nyalar� f�rt�nal� ve �ok hareketlidir. Duyars�zl�klar� bir maske, sevgi a�l�klar�na kar�� giydikleri bir savunma elbisesidir ve denge bulmalar�na yard�m eder.

Antisosyallerin n�rolojik bozukluklar� da olabilir. �ocukluktan kalma skelleri olabilir.

D�rt�sellik, k�sa vade davran��lar�, rahats�zl���n ana yap�s�n� olu�turmaktad�r.

Tedavi ila� ve psikoterapi iledir.

Histerionik davran�� bozuklu�u

Histerionik Davran�� Bozuklu�u a�a��daki davran��larla ortaya ��kar:

�lgi �htiyac�

Bu ki�iler ilgiye �ylesine ihyiya� duyarlar ki, kendilerini hep ilgi oda�� yapacak davran��lar sergileyerek merkezde olma, odak olma �abalar� vard�r.

Abart�

Duygular�n�, �z�nt�lerini, sevin�lerini, �fkelerini ( �fkeyi sald�rgan olmadan ) abartarak ortaya koyarlar.

Abart�l� Anlat�m

K���k bir olay� �ok daha derin bir i�erik ta��rm�� gibi anlat�rlar.

Abart�l� Yakla��m

Ki�ilerle mesafesizdirler. Yeni tan��t�klar� kimselerle do�al olan mesafeyi h�zla kapatmak isterler.

Cinselli�i Kullanma

Cinsel �ekim yaratmak ve cinselli�i vurgulayarak, kar�� cinste etki yaratmak isterler. Giyim ve davran��lar�n� bu y�nde kullan�rlar.

Bu ki�iler genelde y�zeysel ve derine do�ru ilerleyememi� bireylerdir. Bu insanlara yakla��l�rsa �i�irilmi� bir balon gibi y�zeysel bir geni�leme g�r�l�r. ��leri bo�tur ve bir balon gibi s�nerler. ��nk� abart�l� duygusall���n kar��s�nda y�zeysellik duygusunun ifadesinde hemen g�r�l�r. " �z�ld���n zaman ne oluyor ? Nas�l ya��yorsun ? Korku sana ne ya�at�yor ?" denildi�inde bir�ey belirleyemez. Duygu derinli�i yoktur. Kar��s�ndaki ki�inin ilgisini �ekip, ilgiyi ald�ktan sonra derinli�e dalamazlar. Bir �ekilde narsist bireyleri hat�rlat�rlar.

Histerionik ki�iler, Antisosyal ki�iler gibi d�rt�sellikle hareket ederler ve �tekini d���nmezler. �fke vard�r. Dikkati �ekemezlerse ilgisizlik kar��s�nda hemen �fkeye kap�l�rlar. "Kayg�"l�d�rlar. Bu, ilgiyi �ekememe kayg�s�d�r. Ger�ek anlamda ki�ileraras� ili�kiyi bilemediklerinden, " Abart�l� davranmazsam, kimse benle ilgilenmez " d���ncesi vard�r. D��ardan ilgiye muhta�t�rlar, ama d�� d�nyadaki ki�ilerle yak�nl�k kuramad�klar�ndan ili�kileri s�� kal�r. Evlenebilirler ve evlilik ili�kileri de belirli bir s��l�kta kal�r. Partner buna raz� ise evlilikleri s�rebilir.

Histerionikler zeki insanlard�r. Sosyal gruplarda dikkati �ekmek i�in herkesi e�lendirip palya�oluk yapabilirler. Ya�amda ba�ar� s�z konusu oldu�unda ise orta �l�ekte kal�rlar.

�lgisizlik, ba�ar�s�zl�k ve ili�kilerde sorun ya�ad�klar�nda hemen terkedilme kayg�s� ta��d�klar�ndan depresyona girerler. " Ben daha ba�ka g�zel ili�kilere lay���m " diyerek abart�l� a�k, abart�l� istekler ad�na ili�kilerini kaybedebilirler. Ya da ili�kilerinde dengesizlik ya�ayarak ya�ant�lar� s�rer.

Depresyona girmezlerse tedavi ihtiyac� duymazlar. Tedaviye gelmi�lerse, bilin�lendirme ve bilgilendirme terapileri �nem kazan�r. H�zl� y�zle�tirmelerden ho�lanmazlar, terapiyi b�rakabilirler. Sadece sorunlar� oldu�u zaman terapiye gelmek isterler. Bir s�reklilik ve i� disiplini g�stermekte g��l�k �ekerler.

Paranoid Davran�� Bozuklu�u

DSM IV'e g�re, paranoid ki�i ergenlik y�llar�ndan ba�layarak insanlar�n kendisine kas�tl� olarak k�t�l�k yap�p zarar verece�ine inan�r. Ki�iler i�inde bulunduklar� duruma g�re zaman zaman b�yle s�re�ler ya�ayabilirler; bu normaldir. Ancak paranoid ki�iler, sosyal ortam, k�lt�r ve ki�iler de�i�sede, k�lt�rden ba��ms�z olarak daima herkesin k�t� oldu�unu, tehlikeli oldu�unu, zarar vereceklerini s�yleyerek herkesi itham ederler.

Genelde aile ve i� arkada�lar� onlardan b�kar ve terapiye getirilirler; ama onlar kendilerinde bir bozukluk oldu�una inanmazlar ve hep �evreden yak�n�rlar. Terapiste de g�venmezler ve haks�zl��a u�rad�klar�n� s�yler dururlar.

Hi�bir yeterli kan�tlar� yoktur ama daima s�m�r�l�p, zarar g�recekleri inan�lar� nedeniyle herkese ve her�eye ��pheyle yakla��rlar. S�radan olaylar ve konu�malardan, kendilerini k���k d���r�c� anlamlar ��kar�rlar. Ger�ek bir olay olursa hemen sald�r�r ve affetmezler. ��phecilikleri nedeniyle kendileriyle ilgili hi�bir �ey konu�mazlar ve payla�mazlar. Partnerlerinin sad�k olup olmad���ndan s�rekli ��phe i�indedirler. S�rekli arkada�l�klar� yoktur. D�nyan�n g�venilmez ve ne yapacaklar� belli olmayan, k�t�l�k d���nen insanlarla dolu oldu�una inan�rlar ve s�rekli anksiyete ya�arlar. (Ogden, 1986) (Bak�n�z Paranoid Ki�ilik Bozuklu�u)

Narsisistik Davran�� Bozuklu�u

Narsisler her�eyi kendisinin en iyi yapt���na inanan, i�lerinde �ok �nemli i�leri ba�aracaklar�na dair d���nceleri olan, ele�tirilere kapal�, tepkisel ki�ilerdir.

Ele�tirildiklerinde, k�skan�, kendilerini �ekemeyen ki�ilerle kar�� kar��ya olduklar�n� d���n�rler. Kendilerinden yukar�da tan�mlad�klar� insanlar� da, onlar�n elde ettiklerinden dolay� k�skan�rlar.

Bir empati (kendini kar��ndakinin yerine koyabilme) duygusal ileti�im kurabilme eksikli�i, hissedememe, sevinci payla�amama vard�r.

Kendi ama�lar�na ula�abilmek i�in, ba�kalar�n� hi� vicdan azab� duymadan kullanabilirler. Narsisler, antisosyaller gibi sald�rganca de�il, sakin bir �ekilde ba�kalar�n�n imkanlar�ndan yararlan�rlar.

Devaml� �v�lme ve sayg�ya muhta�t�rlar. Kar��lar�ndakinden hayranl�k ve sayg� alma ihtiya�lar� �ok y�kselmi�tir.
�zel bir yakla��m� haketti�i d���nceleri vard�r (�rne�in bir �deme i�in s�raya girmemek, rezervasyon gereken otel ve lokantalarda onlara yer a��lmas� gibi).

�fke patlamalar� ve tepkisel davran��lar g�sterebilirler (D�rt�sellikle aniden akl�na eseni yapma gibi)
Narsisler gergin insanlard�r. Havada gerilim vard�r, kendimizi denetlememiz gerekir gibi hissederiz.

Terkedilmeye toleranslar� yoktur. �fke ile cevap verirler ve bir s�re partnerlerini b�rakmak istemezler. Ama sonra s�kunet gelir. Bazen kendilerini terkedeni a�a��layarak "Git !" de diyebilirler.

�zsayg� eksiklikleri vard�r. Kendilerine i� d�nyalar�nda duyamad�klar� sayg�y� ve be�eniyi ba�kalar�ndan almak isterler.
Narsisler �ocukluklar�nda hakettikleri halde sevgi alamam��lar ve hep almaya �al��m�� �ocuklard�r. Hi� �mitlerini kaybetmeden, vazge�meden �aba sarfedip sevgi almaya �al��may� s�rd�rm��lerdir.

Yeti�kin ya�amlar�nda " Sevgi almak i�in ne �ok �abalam��t�m " diye kendilerine k�zarlar ve �fke duyarlar. Kendilerine sayg� ve sevgi almak i�in insafs�z davran�rlar. Genelde ba�ar�l� insanlard�r ve y�ksek mevkilere yerle�irler. Entellekt�el ki�ilerdir.

Narsisler depresyona girerlerse, psikoterapiye ba�vurabilirler. Depresyon kendilerini su�lama nedeniyle olu�mu�tur ama ben beceremeyen biri olarak geldim demezler. Paranoid, ku�kucu taraflar� vard�r. Bundan dolay� terapistlerine ba�lang��ta g�venmeyebilirler. Kayg� �l�ekleri de y�ksek oldu�undan, narsislerle psikoterapi alan�nda �al��mak, �zel bir dikkat ve itina gerektirir. (Bak�n�z Narsisistik ki�ilik bozuklu�u)

Yukar�daki b�l�mler, Uz.Dr.Serdar �orum'un, "Jung Analitik Psikoterapi" e�itim �al��mas� ders notlar�ndan yararlan�larak haz�rlanm��t�r.

�ntihar

(�ntihar olaylar�nda �n te�his kriterlerinin ara�t�r�lmas�)

Hemen hemen t�m toplumlar yak�n zamana dek intihar olay�na de�i�ik bir a��dan bakm��lar, onu incelemek ve anlamak istememi�lerdir. Pek �ok milletin kanunlar�nda ve dinlerinde intihar edenlere kar�� cezalar d�zenlendi�i hemen hepsinin de bu olay� yasaklad��� bilinmektedir.

20. y�zy�lda Freud'la ba�layan psikanalitik g�r�� ilk defa intihara bilimsel y�nden yakla�maya gayret etmi�, " Self Hostilitiy - Self Destruction " g�r��leri tutmam��t�r.

Son y�llarda psikiyatride b�y�k geli�me g�steren bir kol olan, Sosyal Psikiyatri konuyu daha anlaml� ele alm�� ve sosyok�lt�rel fakt�rlerin b�y�k �nemini ortaya koymay� ba�arm��t�r.

Freud'un "death-instinct" ve "meninger" in �ld�rme arzular� ile sar�lm�� olma gibi pek yeterli olmayan a��klamalar�ndan sonra, Schnidman ve Fareberown, psikososyal bir g�r��le intihar�n nedenini incelenmesi ve saptayabildikleri sebepleri g�r�yoruz.

�ntihar� daha iyi bir �arta ge�i� ve onur kazand�r�c� bir a��dan g�renler, Japonlar�n Harakiri'si, baz� din ve mezheplerde g�r�len �st�n derecelere ula�ma iste�i, bitik, ya�l�, hastal�kl� veya �iddetli a�r�s� olanlar�n bir kurtulu� olarak intihar� se�mesi.

Psikozda �iddetli s�k�nt� hal�sinasyon (Hayal g�rme) ve ill�zyona (Olmayan sesi i�itme, yan�lsama) ba�l� olabilir.
�l�mleri sonucu yasa ve �z�nt�ye d���recekleri kimselerin sevgisini kazan�p bu insanlar� s�rekli bir �z�nt� ve pi�manl�k i�inde b�rakmak d���ncesi ile.

Yaln�zl�k, arkada�s�z kalma, birlikte ya�ama mecburiyeti, mal ve para kayb�, sevilenlerden ayr�l�k ve uzakl�k veya onlar� kaybetme, Homoseks�ellik, umutsuzluk, idama mahkum olma, kumarda her�eyini kaybetme, iflas, yabanc� bir �evreye uyum sa�layamama.

Son y�llarda alkol ve uyu�turucu maddeler ve sinir sistemi uyar�c�lar�n�n �ok y�ksek say�da kullan�lmas� ile intihar olaylar� b�y�k �l��de artm��t�r.

Amerika ve Avrupa'da yak�n zaman i�erisinde �l�mc�l hastal��� olan, yo�un bi�imde ac� �eken insanlara kendini �ld�rme hakk� (�tanazi) verilip verilmemesiyle ilgili tart��malar ba�lam��t�r.

Tan�m�

�l�mle sonu�lanan, kendini yok etme eylemi " intihar" olarak tan�mlan�r. Eylem �l�mle sonu�lanmam��sa " intihar giri�imi" ad�n� al�r.

�ntiharla ruhsal hastal�klar aras�nda �nemli oranda bir ili�ki vard�r. �ntihar eden ki�ilerin %85'inde ruhsal bir hastal�k saptanm��t�r. Depresyonda olanlardan % 40, psikolojik hasta olanlarda % 2, alkol kullananlarda % 20 oran�nda oldu�u saptanm��t�r.

�ntihar ve depresyon aras�nda y�ksek bir ili�ki vard�r. Depresyondaki temel �at��malardan ve �z�nt�, bitkinlik, isteksizlik, bo�luk gibi duygular�n bozukluklar�, intihar �ncesi ki�ilerde g�r�lmeye ba�lar. Korku, kayg�, �fke, k�zg�nl�k gibi duygulara su�luluk duygusu veya cezaland�rma iste�i de yerle�ebilir. Depresyonda ki�inin �evresinden ayr�larak yabanc�la�mamas�na kar��, intihar olaylar�nda hastada �evreye ve kendine ilgisizlik, geriye �ekilme, kendini yetersiz ve de�ersiz hissetme duygular� �iddetlenir. Yard�m istemez ��nk� yard�m almay� haketmedi�ini d���n�r.
Ki�i kendini intihara g�t�ren t�m bu duygulara ve d���ncelere kar�� olumlu, ��z�m getirici, ac�s�n� dindirebilecek ve ya�am�n� de�i�tirebilecek ��z�mler tasarlayamaz. Kendinde olumsuz ya�am ko�ullar�n� ya da ili�kilerini de�i�tirecek g�c� bulamaz. �aresiz hisseder. �l�m� ��z�m getirecek, huzur ve dinginlik sa�layacak bir ��k�� yolu olarak alg�lar.

Dr.T�lay ARSU

Davran�� Bozukluklar� ile ilgili d���ncenizi payla��n
Yaz�lan yorumlar hi�bir �ekilde Hastane.com.tr'nin g�r�� ve d���ncelerini yans�tmamaktad�r. Yorumlar, yazan ki�iyi ve Facebook.com'daki profilini ilgilendirmektedir.
Davran�� Bozukluklar� �le �lgili Konular
Agorafobi Kekemelik Psikoterapi
Aile ��i �iddet Kleptomani Reynaud Sendromu
Ara� Tutmas� Konu�ma Gerili�i Somatik Hal�sinasyon
Bay�lmalar Kurde�en Stres
�ocuk Davran��lar� Madalyon Te�hircilik
Dentofobi Meletonin Tik Bozukluklar�
Do�um Korkusu Nozokomefobi Titremek
Genel Sa�l�k Paranoid �izofreni Tomofobi
Hipnoz Paranoya Ya�l�l�k Hastal�klar�
Hipokondriyazis Psikosomatik Hastal�klar Zihin Yorgunlu�u

SA�LIK HABERLER� T�m Haberler Saðlýk Haberleri Rss
Mu�la'da Otomobil �arp��mas�: 5 Ki�i Yaraland�
Mu�la'da Otomobil �arp��mas�: 5 Ki�i Yaraland�
D�zce 112 Acil �a�r� Merkezi Personelleri E�itimi Ba�ar�yla Tamamlad�
D�zce 112 Acil �a�r� Merkezi personelleri e�itimi ba�ar�yla tamamlad�
BM, �dlib'e 2,5 Ay Sonra �nsani Yard�m Ula�t�rd�
BM, �dlib'e 2,5 Ay Sonra Yard�m Ula�t�rd�
Sokak k�pe�inin kovalad��� bisikletli �ocuk yayaya �arpt�
Sokak k�pe�i bisikletli �ocu�u kovalayarak yayaya �arpt�
Tosya'da �� Tekerlekli Elektrikli Motosiklet Kazas�: S�r�c� Hayat�n� Kaybetti
Amasya'da minib�s menfeze u�tu, s�r�c� yaraland�
Diyarbak�r'da Yenido�an Canland�rma Program� E�itimi Verildi

 

[Hata Bildir]