|
Kronik böbrek yetmezliği hastalarında, başarılı nakil sonrasında gebelik elde etme ihtimalinin arttığı belirtiliyor. Acıbadem Ankara Hastanesi İç Hastalıkları ve Nefroloji Uzmanı Dr. Kadir Gökhan Atılgan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, sağlıklı kadınların gebelik yaşını çalışma hayatı, kozmetik kaygılar ve evlilik yaşının ilerlemesi gibi farklı gerekçelerle ötelediğinden, bebek sahibi olunmasına karar verildiğinde sıkıntılar ile karşılaşıldığını söyledi.
Kimi sağlık sorunlarında gebe kalma ihtimalinin oldukça azaldığının altını çizen Atılgan, böbrek hastalığı bulunan, hatta kronik böbrek yetmezliği olan kadınlarda gebe kalma ihtimalinin kademeli olarak azaldığını ifade etti.
Atılgan, hastanın diyaliz sürecinde kronik böbrek yetmezliğinde bulunması halinde yıllar içerisinde gebelik ihtimalinin neredeyse tamamen ortadan kalktığını vurgulayarak, "Bundan 5-10 yıl öncesine kadar böbrek nakilleri bu kadar yaygın değilken kronik böbrek hastası ve hatta hemodiyaliz süreci başlayacak olan kadınların eşleri, gebe kalamayacak diye boşanma sürecine kadar gidiyorlardı. Kadının böbrek hastası olması aile içinde ve toplumdaki pozisyonunu dahi düşürüyordu. Transplantasyon ile artık bu karanlık günlerin geride kalacağı görülmektedir" dedi. "Kronik böbrek yetmezliği olan kadınlarda, gebelik sağlanmasında böbrek naklinin ihtimalini oldukça artırdığına" dikkati çeken Atılgan, şunları kaydetti: "Nakil sonrası gebelik için canlı vericisi olanlar 1 yıl, kadavradan olanlar en az 2 yıl bekleme sürecinin olacağını bilmesi gerekir. Alınan ilaçların savunma sistemini baskılaması ve yüksek dozlarda alınması, buna bağlı yaşanabilecek enfeksiyonlar ve rejeksiyon dediğimiz akut ataklar yönünden kliniğin en stabil ve ilaç dozlarının idame dozlarda olduğu dönemi beklemek gereklidir. Bu süreçler olumlu ve gebelik düşünülüyorsa nefroloğunuz ve kadın doğum doktorunuz ile bir an evvel iletişime geçip gebeliği başlatmak böbrek sağlığı açısından önem arz etmektedir. Nakilden sonraki 5 hatta 10 yıl sonraki dönem ciddi sıkıntılar oluşturabilir."
-"Doğum, yeni doğan yoğun bakım ünitesi olan bir birimde yapılmalı"
Yurt dışında "Clin Transplantation" isimli dergide yayımlanan nakil sonrası gebelik sonuçları kayıtlarında 2 bin gebe kadının çalışmaya katıldığını anlatan Atılgan, hastaların büyük çoğunluğunu böbrek nakilli gebelerin oluşturduğunu ve çalışmada doğumsal anomali oranının normal popülasyondan çok farkı çıkmadığının ortaya konduğunu söyledi. Atılgan, genel olarak kadın doğum uzmanlarının nakil sonrasında sezaryen doğumu tercih ettiğini dile getirerek, "Şartların uygun olduğu vakalarda normal doğumu sıkıntısız tamamlayan vaka serileri de bildirilmiştir. Önemli olan doğumun yeni doğan yoğun bakım ünitesi olan bir birimde yapılıyor olmasıdır" dedi.
Gebelik sürecinde ilk 6 ay takiplerin 2 haftada bir, son 3 ayda ise haftada bir şeklinde yapılmasının uygun olduğunu anlatan Atılgan, gebeliğin sürecini nakil böbreğin sağlığının belirlediğinin altını çizdi. Atılgan, "Yani hipertansiyon, proteinüri, idrar yolu enfeksiyonu, kreatinin yüksekliği başta olmak üzere etmenler süreçte rol alan faktörlerdir" açıklamasında bulundu.
23.7.2014 - 15019
|