Çocuklarda Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Kader Değil

Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi (DÜ) Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr.

Çocuklarda Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Kader Değil

Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi (DÜ) Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Tuğba Yüksel, çocuklardaki dikkat eksikliği, hiperaktivite bozukluğunun genellikle birinci sınıftan itibaren ilkokul öğretmenlerinin fark ettiğini belirterek, "Erken teşhis çocuğun geleceğini kurtarır. Teşhis yapıldıktan sonra etkin bir şekilde bu çocukları tedavi ediyoruz." dedi.

Zekası normal ya da normalin üzerinde olduğu halde "dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu" nedeniyle derslerinde yeterli başarıyı gösteremeyen çocukların erken teşhisle tedavisinin mümkün olduğu belirtildi.

Yrd. Doç. Dr. Yüksel, AA muhabirine yaptığı açıklamada, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunun okul öncesinde aileler tarafından kolay fark edilemediğini söyledi.

"Dikkat eksikliği, hiperaktivite bozukluğu dediğimiz durumu genellikle birinci sınıftan itibaren ilkokul öğretmenleri fark ediyor." diyen Yüksel, bu durumda çocukların derse dikkatini veremediğini, dikkat sürelerinin kısa olduğunu ve sınıf içinde hareketli olduklarını, ayrıca yaşıtları okuma ve yazmaya geçtiği halde onların bu sıkıntı nedeniyle zamanında okuma ve yazma öğrenemediğini belirtti.

Yüksel, çocuk okula başladığında ders akışı içerisinde dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu belirtilerini fark etmeleri halinde öğretmenlerin aileleri çocuk psikiyatristine gitmeleri hususunda yönlendirebildiğini aktardı.

"Erken teşhis çocuğun geleceğini kurtarır"

Bu rahatsızlıkta erken teşhisin önemini vurgulayan Yüksel, şöyle devam etti:

"Erken teşhis çocuğun geleceğini kurtarır. Teşhis yapıldıktan sonra etkin bir şekilde bu çocukları tedavi ediyoruz. Tedavi iki şekilde yapılır. Birincisi psiko-sosyal yaklaşımlar, ikincisi de ilaç tedavisi. Bu tanıda çocuğun zekası iyi fakat okumaya geçememişse, okul, ev ve sosyal hayatı önemli derecede bozuksa ve bazı psiko-sosyal düzenlemelerden fayda görmediyse ilaç tedavisi uyguluyoruz. İlaç tedavilerinde etkinlik yüksek, etki görme oranımız yaklaşık yüzde 70'leri buluyor. Diğer antideprasan tedavilerine göre bu yüksek bir oran."

Çocuklarda dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğuna yönelik Türkiye genelinde yapılan araştırma sonuçlarına değinen Yüksel, oranlara göre çoğu çocuğun geleceğini etkileyecek bu durumun fark edilmemesi ya da ailelerin durumu kabullenmemesi nedeniyle tedavi edilmediğini ifade etti.

Yüksel, "Yapılan çalışmalarda Türkiye genelinde dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu olan çocukların oranı yaklaşık yüzde 13 iken bize gelen çocuk sayısı yüzde 3'ü bulmuyor. Bu nedenle ailelerin ve öğretmenlerin bilinçlendirilmesi lazım." diye konuştu.

"Teşhis geciktiğinde tedavi de çıkmaza giriyor"

Birçok ailenin çocuklarındaki durumu kabullenmediğine işaret eden Yüksel, çocuk psikiyatrisine gitmeyi çok uygun karşılamadıklarını dile getirdi.

Yüksel, "Kimi zaman, 'Bizim çocuğumuz deli mi?' yorumu yapılabiliyor ve bu yüzden teşhis ve tedavi gecikiyor. Oysa psikiyatri polikliniğine gelen çocuklar detaylı ve iyi değerlendirilmeye çalışılıyor. Çocukların ve ailelerin sıkıntılarının bir an önce giderilmesi için büyük emek harcanıyor." şeklinde konuştu.

"Çocuğun dikkat eksikliği, hiperaktivite ve dürtüsellik şikayetleri nedeniyle birinci sınıfta gelmesi beklenirken bize lisede gelebiliyor." ifadesini kullanan Yüksel, bu süre içerisinde çocuğun zekasını gösteremeyebildiğini, ders başarısının düştüğünü, okulu bırakabildiğini ve madde kullanımı gibi alışkanlıklar edinebildiğine dikkati çekti.

Yüksel, "Teşhis geciktiğinde tedavi de çıkmaza giriyor ve çocuklar okul hayatlarından geri kalabiliyor." dedi.

Diğer psikiyatrik sorunlarda olduğu gibi dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunun da bir yada bir kaç nedene bağlanamayacağını aktaran Yüksel, şunları kaydetti:

"Uyaran miktarı arttıkça hastalığın görülme oranı da artıyor. Telefon, televizyon, tablet ve bilgisayarın fazla kullanımı, gebelikte geçirilen enfeksiyonlar, doğumda yaşanan sıkıntılar, doğum sonrası problemler, anne ve babanın boşanması, ailede gerilimin olması gibi onlarca durum riski artırıyor. Bizim için önemli olan teşhisin erken konulması ve çocukların bir an önce tedavi edilmesidir."

27.2.2018 - 31911



Konuyla İlgili Sorular
İlgili Forum Konuları

SAĞLIK HABERLERİ Tüm Haberler Sağlık Haberleri Rss

FOTO GALERİ Tüm Foto Galeriler
Diş Fırçanızı Karanlık Yerde Tutuyorsanız Dikkat! Tehlike Saçıyor
Diş Fırçanızı Karanlık Yerde Tutuyorsanız Dikkat! Tehlike Saçıyor
Yumurtayı Pişirmeden Önce Yıkamak Ne Kadar Doğru?
Yumurtayı Pişirmeden Önce Yıkamak Ne Kadar Doğru?
Kan Lekeli Yumurta Yenir mi?
Kan Lekeli Yumurta Yenir mi?
Lahana Yapraklarını Göğsünüze Sarın, Faydası İnanılmaz
Lahana Yapraklarını Göğsünüze Sarın, Faydası İnanılmaz

SAĞLIK VİDEOLARI Tüm Videolar
Sağlık Video Göziçi İğne Nedir? Neden Yapılır? İzmir Kaşkaloğlu Göz Hastanesi
Göziçi İğne Nedir? Neden Yapılır? İzmir Kaşkaloğlu Göz Hastanesi
Sağlık Video Yakını Görememe ve Tedavisi İzmir Kaşkaloğlu Göz Hastanesi
Yakını Görememe ve Tedavisi İzmir Kaşkaloğlu Göz Hastanesi
Sağlık Video Botoks Nedir Kaşkaloğlu Göz Hastanesi
Botoks Nedir Kaşkaloğlu Göz Hastanesi
Sağlık Video Katarakt Ameliyat Sonrası Gözlük İzmir Kaşkaloğlu Göz Hastanesi
Katarakt Ameliyat Sonrası Gözlük İzmir Kaşkaloğlu Göz Hastanesi

 

[Hata Bildir]