Dr.Erdal Atabek Boşanmalarda Çocuklar İçin En Önemli Konu ''Güven'' Diyor

Çocuklar için en önemli konunun "güven" olduğunu ifade eden Dr. Atabek, anne-babanın birlikte olmasının büyük bir güven kaynağı olduğunun altını çiziyor.

Dr.Erdal Atabek Boşanmalarda Çocuklar İçin En Önemli Konu ''Güven'' Diyor

Atabek: “Çocuk, anne ya da babanın evden ayrılması durumunda, bu güven kaynağının ortadan kalktığını düşünür ve acı çeker” diyor. Boşanma ve çocuk konusunda merak ettiğiniz tüm soruları Dr. Erdal Atabek yanıtlıyor…


Türk aile yapısında bir çözülme gözlemliyor musunuz?


Bir çözülmeden bahsedilebilir fakat bu aslında tüm dünyaya özgü bir değişim. İnsanlar ne ölçüde toplumsal kimliklerinin ağır bastığı koşullarda yaşarlarsa toplumun boşanmaya bakışı da o kadar önemli olur.


Boşanmalar, toplumsal açıdan genellikle bir başarısızlık sayılır. Evlilik bir başarıdır, kutlanır; boşanmalar başarısızlıktır ve neredeyse gizli kapaklı gerçekleştirilir. Ya da bir kusur, bir suç gibi algılanır. Böyle olduğu için de toplumsal kimliğin ağır bastığı dönemlerde boşanmalar çok daha azdır.


Bu, bizde de böyleydi dünyada da böyle... Fakat birey kimliği öne geçtikçe ve kadın kimliği erkek kimliğine eşitlendikçe -ki bunun nedenleri var- o zaman kadınlar da erkekler de mutsuz oldukları koşulları bitirmeyi düşünebilmişlerdir ve bunu yaşama geçirmişlerdir. Boşanmaların artma nedeni budur. Ancak bizde hâlâ mutsuz evlilikler sürdürülebiliyor. Çünkü evlilik en başta bir güven kurumu; erkek için güvenilir bir yuva demek, kadın için güvenebileceği bir eş demek. Ayrıca toplumun kabul edebileceği bir çocuk yapabilme olanağıdır. Kendisini birine ait olma duygusunu tatmin etmektir. Evliliklerin yürümesinin temel nedenleri de bunlardır.


Mutsuz bir evlilik varsa en iyi yol boşanma mıdır?


Evlilik eğer kişileri mutsuz kılıyorsa artık ayrılmanın daha doğru olacağı bir gerçektir. Bu sebeple boşanmalar artıyor. Tabii bunların ötesinde kadınların eğitim düzeylerinin yükselmesi ve çalışma hayatına atılmış olmalarının da bunda etkisi var. Bir kadın kendisini bağımsız kılacak ekonomiye ve eğitim düzeyine sahipse bu kendisine bir sosyal statü sağladığı için artık kendisini eşine bağımlı saymayacaktır.


 Fakat buna rağmen eğitimli, ekonomik açıdan bağımsız kadınlar bile sosyal statü açısından evli olmayı boşanmış olmaya tercih ederler. Bu durumda şu an devam eden evlilikleri mutlu evlilik saymak yanılgı olur. Tabii çocuk faktörü devreye girdiği zaman boşanmalar da zorlaşır. Çünkü iki taraf ve hatta iki tarafın aileleri de, boşanmada evlenmeye göre daha çok rol oynarlar, daha çok müdahale ederler ve bunlar genel olarak evliliğin devamı yönündedir. Kişilerin zarar görmemesi ve en fazla zararı görecek diye düşünülen çocukların zarardan korunması adına evliliğin sürdürülmesi istenir. Eğer mutlu bir evlilik devam etmiyorsa öncelikli iş, bir çözün aranmasıdır.


Benim gözlemlerim şudur ki; kişiler arasındaki sorunların temel nedenleri öncelikle kişiliklerin farklı olmasından ileri gelmekte. Erkek ve kadın kişilikleri farklıdır ve bu gayet doğal bir şey. Mutlu bir beraberlik için erkek ve kadının kişiliklerinin birbirine benzemesi gerekmez.


Ama o kişilik farklarının iki taraf için de ne ifade ettiğinin bilinmesi lazım. Kişilik farkları, ekonomik sorunlar, iki tarafın ailesine ilişkin algılar ve iletişimsizlik evlilikleri zor duruma sokan sorunların kaynağı olabilir. Bu durumda çok küçük ne denler bile büyütülerek çözümsüz hale gelebilir. Bu noktadaki çiftlere aile danışmanlarından yardım almalarını tavsiye ederiz. Çünkü onlar tarafsız olarak konuya bakarak insanların daha farklı bir bakış açısı oluşturmasına yardımcı olurlar.


Elbette, insanlar bir evliliği sürdüremiyorsa ve sürdürmek istemiyorlarsa mutsuz bir evlilik çocuklar için de zararlı bir beraberliktir. Yani iki tarafı da mutsuz eden, aile yuvasını bir çatışma ortamına çeviren beraberlik, sanıldığı gibi çocuklar için de rahat ve mutlu bir birliktelik değildir. Travma yaşamamaları adına anne babaların, çocuklarına verebileceği en büyük destek nedir? Çocuklar için en önemli şey “güven” konusudur. Çünkü anne babanın birlikte olması büyük bir güven kaynağı.


Çocuk, anne ya da babanın evden ayrılması durumunda bu güven kaynağının ortadan kalktığını düşünür ve acı çeker. Bu nedenle boşanmanın çocuktaki birinci algısı güven kaybıdır. Eğer o güven kaybı, yerine konabilirse çocuğa en büyük destek de verilmiş olur.


 Çocuğa “Biz birbirimizden ayrılıyoruz ancak senden ayrılmıyoruz. Senin bundan sonra iki evin var. Biz her zaman senin yanında olacağız” mesajını vermek gerekir


Buna rağmen çocuklar bunu bir travma olarak görürler. Ve bir süre sonra bunu anne ve babanın olgun davranışlarıyla atlatabilirler. Duyguların yerine geçen mantık egemen olduğunda çocuk bunun böyle olması gerektiğini anlar. Anne baba, çocuklarına ayrılma kararını birlikte söylemelidir dediniz. Bu noktada çocuklar için yaş sınırı var mı? Çocukların kişiliğine bağlı... Çocuk duyarlı, bağımlı, bağımsız kişilik yapısına sahip olabilir.


Bunlardan her biri farklı tepkiler verir. Fakat elbette yaş da önemli. Çocuk ne kadar küçükse daha duygusal daha bağımlı bir kişiliğe sahip olur. Yaş ilerledikçe çocukların yapıları değişmeye başlar. On iki yaşından sonra önemli bir zihinsel gelişim olur ve çocuklar daha nesnel bir bakış açısına sahip olmaya başlarlar. Bu noktada birçok etken var. Çocuklara nasıl anlatıldığı da nasıl destek verildiği de önemli. Çiftler boşanma sürecinde birbirlerine karşı saygılı bir iletişim sürdürmeli mutlaka. İnsan bu noktada kendi geç mişine, geçmişindeki insanlara saygı duymalı. Saygıyı yitirmemek, bir insanın kendi olgunluğudur.


Beraber yaşanmış birçok ortak şey vardır. Bunlara bireyler ayrıldıktan sonra da saygı duymalı. Birey olarak olgunlaşamamış insanlar bu saygıyı koruyamazlar. Çocuk, anne ve babanın ayrılmasından sonra onların hayatlarına birilerinin girip girmeyeceğini merak eder ve buna karşı büyük bir tepki gösterir. Çünkü orada kendi yerini kaybetme tehlikesi vardır ve çocuk bundan rahatsız olur. Bu, toplulukçu kültürden kaynaklanan bir tepkidir. Amerika’da ve Avrupa’da böyle değil mesela; çünkü oralarda birey daha ön planda… Çevresinde anne-baba-çocuk figürlerini bir arada gören çocuğa nasıl destek olunmalı? Bunlar yoksunluklardır.


Zaman içinde insanlar yoksunluklara alışırlar. Her insan birçok yoksunluk içinde yaşıyor. Fakat yoksunluklarla başa çıkmayı da öğreniriz, olgunlaşma da budur. Dikkat ederseniz anne ve babası ayrılmış bir çocuk daha erken yaşlarda olgunlaşır.


Çünkü bazı acıları daha erken tatmıştır. Bu, çocuğun hayatta daha güçlü olmasını da sağlayabilir çok daha zayıf olmasına da neden olabilir. Bu, çocuğa nasıl davranıldığına ve nasıl destek verildiğine bağlı. Çocuklarla doğru iletişim kurulması onları güçlendirir. Olumsuz bir iletişim ise çocuğu zayıflatıcı ve kişiliğini ezici bir etki yapar. Bin yılın bilim insanı seçilmiş Newton’un babası, onun doğumundan hemen sonra ölmüştür ve kendisi üç yaşındayken annesi başkasıyla evlenmiştir.


O, bu durumu hiçbir zaman kabul etmemiştir fakat bu durum onun bin yılın bilim adamı olmasını da engellememiştir. Yani anne ve babası ayrı çocukların hayatta başarısız olacağı yönünde bir kanıya varmak kesinlikle yanlış. Bu, çocuğun nasıl algıladığıyla ilgilidir sadece.


Boşanmanın çocuğa yansıyan gözle görülür etkileri oluyor mu?


Tabii ki oluyor; dalgınlık, ilgisizlik, dikkat bozukluğu, uyku bozukluğu, iştahsızlık, depresyon belirtileri öne çıkıyor. Çünkü bu durum, çocuk için depresyon yaratıcı bir süreç. Dikkat edilmezse çocukta depresyona neden olabilir. Çocukların bu duruma uyum sağlaması yaklaşık bir yıl sürer. Bir yıldan sonra çocuk, olayı daha iyi anlayabilir fakat destek verilirse bu süreç kısalabilir. Destek verilmezse çok daha uzun sürebilir ve hatta çocuk bu durumu hiç kabul etmeyebilir.


Tüm bunların ötesinde evlenme kararlarının daha doğru verilebilmesi de gerekiyor!


Kesinlikle. İnsanlar nasıl evleniyor, bir de buna bakmak lazım. Yani evlilik kararları doğru verilebiliyor mu? Çünkü sonuçlar o kaynaktan doğuyor.


Evlilik kararı veren kişilik olgunlaşmış mıdır? Ve çocuk yapma kararı… Çocuk, evliliklerde olması gereken bir şeydir.


Zaten doğal anlamda amaç da çocuktur aslında. Yani erkek ve kadının birleşmesinin amacı, türün çoğalmasıdır. Bütün bir süreci düşünmek lazım, belirli olayları değil. Konu ister evlenme, ister boşanma, ister çocuk yetiştirme olsun; bir olay düşünülmemelidir.


Düşünülmesi gereken, sürecin bütünüdür. Sürecin bütününü göz önüne almazsak yanılma payımız da yüksektir. Arılmak İnsanların Doğal Hakkıdır Boşanmadan daha kötü koşullarda devam eden evliliklerde, doğru bir boşanma başarı sayılır. Başarısızlık ya da yanlış bir adım değildir.


Unutmayın! Ayrılmak, insanların doğal hakkıdır!


Burada suçluluk duymak ya da bir yanlışlığın utancını yaşamak yerine doğru bir karar verdiğini bilmelidir insan. Yeter ki, gelip geçici nedenlere ya da nesnel bakamamaktan kaynaklanan hatalara bağlı olmasın.


Toplumun boşanmalara bakış açısını da değiştirmesi gerekiyor. Bunu önemli buluyorum, çünkü insanlar boşandıkları zaman da aralarındaki ilişkiyi doğru bir şekilde sürdürebilirler, birbirlerine saygıyı koruyabilirler, birbirlerine yardımcı olabilirler ve çocuklarını güvenli bir ortamda yetiştirebilirler. Oysa birbirlerine karşı nefret, öfke, suçlamalarla dolu bir ilişki geliştirirlerse boşanma esnasında ve sonrasında bu çocuklar için en zararlı tutumdur.


Çocuklar boşanmadan çok, boşanma sırasındaki yıpranmalardan zarar görürler. Hatta ayrılan çiftlerin, çocukları birbirlerine karşı kullanmalarından zarar görürler. Bunun nedeni çiftlerin ayrıldıktan sonra da birey olamamalarıdır. Oysa birey olarak ayakta durabilen bir kişi, evliliği de boşanmayı da (eğer gerekiyorsa) normal koşullar içinde sürdürebilir. Çiftler, ortak geçmişlerine saygı duymalı ve çocuklarına da bunu göstermelidir.


Herkese Sağlık Dergisi

30.8.2010 - 2033



İlgili Diğer Yazılar
Arkadaşa Danışmak ile Psikoloğa Danışmak Arasındaki Farklar
Arkadaşa Danışmak ile Psikoloğa Danışmak Arasındaki Farklar
Anne ve babalarda tükenmişlik sendromunun
Anne ve babalarda tükenmişlik sendromunun 'en az olduğu ülkelerden biri Türkiye'
Fenerbahçe
Fenerbahçe'de eksik olan takım ruhu
Evliliklerin Bitmesine Sebep Olan 5 Günah!
Evliliklerin Bitmesine Sebep Olan 5 Günah!
Yeme Bozuklukları
Yeme Bozuklukları
Konuyla İlgili Sorular
İlgili Forum Konuları

SAĞLIK HABERLERİ Tüm Haberler Sağlık Haberleri Rss

FOTO GALERİ Tüm Foto Galeriler
Diş Fırçanızı Karanlık Yerde Tutuyorsanız Dikkat! Tehlike Saçıyor
Diş Fırçanızı Karanlık Yerde Tutuyorsanız Dikkat! Tehlike Saçıyor
Yumurtayı Pişirmeden Önce Yıkamak Ne Kadar Doğru?
Yumurtayı Pişirmeden Önce Yıkamak Ne Kadar Doğru?
Kan Lekeli Yumurta Yenir mi?
Kan Lekeli Yumurta Yenir mi?
Lahana Yapraklarını Göğsünüze Sarın, Faydası İnanılmaz
Lahana Yapraklarını Göğsünüze Sarın, Faydası İnanılmaz

SAĞLIK VİDEOLARI Tüm Videolar
Sağlık Video Göziçi İğne Nedir? Neden Yapılır? İzmir Kaşkaloğlu Göz Hastanesi
Göziçi İğne Nedir? Neden Yapılır? İzmir Kaşkaloğlu Göz Hastanesi
Sağlık Video Yakını Görememe ve Tedavisi İzmir Kaşkaloğlu Göz Hastanesi
Yakını Görememe ve Tedavisi İzmir Kaşkaloğlu Göz Hastanesi
Sağlık Video Botoks Nedir Kaşkaloğlu Göz Hastanesi
Botoks Nedir Kaşkaloğlu Göz Hastanesi
Sağlık Video Katarakt Ameliyat Sonrası Gözlük İzmir Kaşkaloğlu Göz Hastanesi
Katarakt Ameliyat Sonrası Gözlük İzmir Kaşkaloğlu Göz Hastanesi

 

[Hata Bildir]