|
İzmir'de önce kemik kanseri olan, sonra bacağını kaybeden Cihat Altay, umudu ve eşinin desteği sayesinde kanseri yendi. Hareketli bir yaşam tarzına sahip Cihat Altay'ın hayatı 2009 yılında "kemik kanseri" teşhisinin konulması sonrası değişti. Altay, teşhisten sonra ameliyat oldu. Sonrasında kendisine "hastalığın yüzde 50 tekrarlama riski var" dendi. Operasyondan sonra hayatına normal bir şekilde devam eden ve 6 ayda bir rutin kontrollerine giden Altay'ın 2 yıl sonraki kontrollerinde tekrar tümör bulgusu görüldü. Rahatsızlığının tekrarlamasıyla Altay'ın sol bacağındaki kemik, kanserin vücutta başka bir bölgeye sıçramaması için alındı ve protez takıldı. Protezin takılmasıyla kemoterapi alan Altay'ın bu süreçteki en büyük destekçisi eşi oldu. Altay, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "tümör" kelimesini ilk duyduğunda başta ürktüğünü ancak daha sonra eşinin de desteğiyle kendisini motive etmeye başladığını söyledi. Altay, "Hiç durmadan çalışan, gezen, spor yapan bir insandım. İşim hareketli bir işti, devamlı ayaktaydım. Hastalıkla beraber başta çok umutsuzluğa kapılsam da iyi düşünmeye çalıştım. Şakacı, esprili olmaya çalıştım. Saçlarım döküldüğünde eşime 'Keloğlan' türküsü söylüyordum. Eşim en büyük destekçim. Bu süreçte ona eziyet etmemeye çalıştım, o da istediklerimi yaptı." diye konuştu. Sol bacağındaki 14 santimlik tümörün başka yere sıçramaması için bacakta 20 santimlik bölümün alındığını belirten Altay, doktorların kanseri yendiğini söylediğini kaydetti. Kemoterapi tedavisinin bitimiyle iştahının açıldığını ve aldığı kilolarla obezite sınırını geçtiğini kaydeden Altay, kanseri yenmede gösterdiği azmini kilo verme konusunda da gösterdiğini söyledi. Hastalığının tedavisi devam ederken bir yandan da doktorun verdiği sıkı diyet programını uygulayan Altay, 5 ayda 91 kilodan 76 kiloya düşmeyi başardığını, kendisine destek olan eşinin de aynı programı uygulayarak 83 kilodan 68 kiloya gerilediğini aktardı. Kanser hastası Altay'ın eşi Yonca Altay da hastalık boyunca eşinin gece-gündüz yanında olduğunu belirterek, mücadeleyi hiçbir zaman bırakmadıklarını söyledi. Altay, teşhisin konulmasıyla hayatlarının karardığını dile getirerek, şunları kaydetti: "Kemoterapi süresince bitkisel hayatta gibiydi. Hiç bırakmadık. Kendini bırakan hastalar daha kötü oluyor. Hiç kendine 'hastayım' demedi. Saçları döküldüğünde bile şakalar yapıyordu. 'Berbere gitmeme gerek kalmadı' diyordu. Pozitif ruh hali hastalıkta çok önemli."
24.6.2016 - 21454
|