Hipertansiyon Vakalarının Yüzde 90'ının Nedeni Bilinmiyor

Mersin Halk Sağlığı Müdürü Dr. Aytekin Kemik, hipertansiyonun küresel bir halk sağlığı sorunu olduğunu ve hipertansiyon vakalarının yüzde 90’ının nedeninin bilinmediğini belirterek, vatandaşları belli aralıklarla tansiyonlarını ölçtürmeleri konusunda uyardı.

Hipertansiyon Vakalarının Yüzde 90'ının Nedeni Bilinmiyor

Mersin Halk Sağlığı Müdürü Dr. Aytekin Kemik, hipertansiyonun küresel bir halk sağlığı sorunu olduğunu ve hipertansiyon vakalarının yüzde 90'ının nedeninin bilinmediğini belirterek, vatandaşları belli aralıklarla tansiyonlarını ölçtürmeleri konusunda uyardı.

Halk Sağlığı Müdürü Dr. Kemik, 17 Mayıs Dünya Hipertansiyon Günü dolayısıyla yazılı bir açıklama yaptı. Hipertansiyonun, tüm sağlık kuruluşlarında uygulanabilen, masrafsız ve kolay bir yöntem olan tansiyon ölçümüyle tanısı konulabilen bir hastalık olduğunu ifade eden Dr. Kemik, bu nedenle belli aralıklarla tansiyonun kontrol edilmesinin önemli olduğunu dile getirdi. Hipertansiyonun yorgunluk, bulantı, görme bozuklukları, fazla terleme, ciltte kızarma ve solukluk, burun kanaması, endişe, sinirlilik, çarpıntı, baş dönmesi, baş ağrısı, kulaklarda çınlama ve uğultu gibi belirtiler verebildiğini vurgulayan Kemik, çoğu kişide ise hiçbir belirti olmayabildiğini kaydetti. Hipertansiyonun, esansiyel (sebebi bilinmeyen) ve sekonder (sebebi bilinen) olmak üzere iki tipi olduğunu bildiren Kemik, "Hipertansiyon vakalarının yaklaşık yüzde 90 nedeni bilinmediğinden 'Esansiyel' olarak adlandırılır. Güçlü genetik faktörler içerir. Esansiyel hipertansiyonun görüldüğü diğer risk faktörleri, diyetteki tuz miktarın yüksek olması, anormal stres, ırk, yaş, cinsiyet, şeker hastalığı, aile hikayesinde hipertansiyon bulunması, kolesterol yüksekliği, alkol, tütün kullanımı, obezite, yetersiz fiziksel aktivite, sağlıksız beslenme alışkanlıkları ve yaşlanmadır" dedi.

Az sayıda vakada hipertansiyonun altta yatan bir hastalığa bağlı olarak gelişebildiğini aktaran Kemik, "Bu durum sekonder hipertansiyon olarak adlandırılır ve hipertansiyon vakalarının yüzde 10'unu oluşturur. Sekonder hipertansiyondan genellikle böbrek hastalıkları, hormonal bozukluklar, kan damarlarının anomalileri sorumludur. Ayrıca gebelikle ilişkili hipertansiyon da görülebilir. Kişinin kullandığı ilaçlar, gıda takviyelerinin hipertansiyona sebep olabileceği, ilaçların ve gıda takviyelerinin tansiyon düşürücü ilaçlar ile etkileşime girebileceği unutulmamalıdır" ifadelerini kullandı.

"KAN BASINCINIZI KONTROL ETTİRİN"

Tüm erişkinlerin kan basınçlarını kontrol ettirmeleri gerektiğinin altını çizen Kemik, kan basıncı yüksek ise mutlaka hekime danışılmasını isteyerek, şöyle devam etti: "Yüksek kan basıncı kontrol altına alınmazsa kalp krizi, kalp yetmezliği, damarlarda anevrizma oluşumuna, inme, böbrek yetmezliği, körlüğe ve bilinç bozukluklarına neden olabilir. Ayrıca tütün kullanımı, obezite, yüksek kan kolesterolü, şeker hastalığı gibi risk faktörleri hipertansiyonla birleştiğinde kalp krizi ve felç riskini de arttırmaktadır. Bu yüzden hipertansiyonun erken tanı ve tedavisi kardiyovasküler riski azaltarak inme ve kalp krizinin önlenmesinde hayati önem taşımaktadır."

Kardiyovasküler hastalıkların küresel ölüm nedenleri arasında ilk sırada yer aldığına dikkat çeken Kemik, şunları kaydetti: "Tüm dünyada her yıl yaklaşık 17 milyon ölüm kardiyovasküler hastalıklar nedeniyledir. Yüksek kan basıncına bağlı komplikasyonlar bu ölümlerin 9 milyondan fazlasından sorumludur. Dünyada her üç kişiden birinde yüksek kan basıncı vardır, 50 yaş üzerinde ise her iki kişiden birinde görülmektedir. Yüksek kan basıncı olan kişilerin çoğu bu durumun farkında değildir. Ülkemizde de erişkin nüfusun yaklaşık üçte birinde yüksek kan basıncı vardır."

Birçok hastalığın oluşumuna zemin hazırlayan hipertansiyon hastalığının tedavisinde ilaç tedavisinin tek başına yeterli olmadığını da belirten Kemik, başarılı bir sonuç için mutlaka sağlıklı yaşam davranışlarının geliştirilmesi gerektiğini vurguladı. Dr. Kemik, hipertansif bireyler ile bu hastalığa yatkın olan bireylere şu önerilerde bulundu: "Sağlıklı beslenmeli, tütün ve alkol kullanmamalı, fazla kilolu/obez ise kilo vermeli, fiziksel aktiviteleri düzenli yapmalı, tuz kullanımını azaltmalı, düzenli muayene ve tetkiklerle hastalığın takibine önem vermeli, ilaçların önerilen dozda ve sürede, aksatmadan kullanmalı, kan basıncı düzenli izlemeli/izlenmesini sağlamalıdır." - MERSİN

16.5.2016 - 20924



Konuyla İlgili Sorular
İlgili Forum Konuları

SAĞLIK HABERLERİ Tüm Haberler Sağlık Haberleri Rss

FOTO GALERİ Tüm Foto Galeriler
Diş Fırçanızı Karanlık Yerde Tutuyorsanız Dikkat! Tehlike Saçıyor
Diş Fırçanızı Karanlık Yerde Tutuyorsanız Dikkat! Tehlike Saçıyor
Yumurtayı Pişirmeden Önce Yıkamak Ne Kadar Doğru?
Yumurtayı Pişirmeden Önce Yıkamak Ne Kadar Doğru?
Kan Lekeli Yumurta Yenir mi?
Kan Lekeli Yumurta Yenir mi?
Lahana Yapraklarını Göğsünüze Sarın, Faydası İnanılmaz
Lahana Yapraklarını Göğsünüze Sarın, Faydası İnanılmaz

SAĞLIK VİDEOLARI Tüm Videolar
Sağlık Video Göziçi İğne Nedir? Neden Yapılır? İzmir Kaşkaloğlu Göz Hastanesi
Göziçi İğne Nedir? Neden Yapılır? İzmir Kaşkaloğlu Göz Hastanesi
Sağlık Video Yakını Görememe ve Tedavisi İzmir Kaşkaloğlu Göz Hastanesi
Yakını Görememe ve Tedavisi İzmir Kaşkaloğlu Göz Hastanesi
Sağlık Video Botoks Nedir Kaşkaloğlu Göz Hastanesi
Botoks Nedir Kaşkaloğlu Göz Hastanesi
Sağlık Video Katarakt Ameliyat Sonrası Gözlük İzmir Kaşkaloğlu Göz Hastanesi
Katarakt Ameliyat Sonrası Gözlük İzmir Kaşkaloğlu Göz Hastanesi

 

[Hata Bildir]