Sağlıkta Ortak Veri Anlayışının Sağlık Sistemine Etkileri

1990'lı yıllardan sonra bilgi teknolojilerinin hızlı gelişiminin sonucu olarak toplumsal ve ekonomik alanlarda köklü değişimler yaşandığına tanık olduk, oluyoruz. Yeni dönemin en önemli getirisi "bilgiye hızlı erişim" ile birlikte bilginin ön plana çıktığı toplum yapısına "bilgi toplumu" adı verildi...

Sağlıkta Ortak Veri Anlayışının Sağlık Sistemine Etkileri

Ayşenur Asuman UĞUR

Hastane Dergisi


1990'lı yıllardan sonra bilgi teknolojilerinin hızlı gelişiminin sonucu olarak toplumsal ve ekonomik alanlarda köklü değişimler yaşandığına tanık olduk, oluyoruz. Yeni dönemin en önemli getirisi "bilgiye hızlı erişim" ile birlikte bilginin ön plana çıktığı toplum yapısına "bilgi toplumu" adı verildi. Sağlık sektörüne baktığımızda da özellikle sağlık bilişimi alanında uluslararası standartlar geliştirilmeye başlandı. Verinin tanımlanması, aktarılması, saklanması, mahremiyetinin korunması ve analiz edilmesini sağlamaya yönelik çalışmalar yapıldığı görüldü. İşte sağlıkta ortak veri anlayışı kavramı da yapılan bu çalışmalarla birlikte gündemdeki yerini buldu.

Tarihi boyunca bilginin peşine düşen insanlık endüstri/sanayi toplumuna geçişle birlikte hep bilgiyi daha hızlı elde etmenin yollarını yaratmaya çalıştı ve insanlık bilgi toplumuna geçme yolunda hızla ilerledi. 1920'li yıllara kadar usta ve sanatkârın el becerisine dayalı emek-sanat ağırlıklı üretim modeli hakimken bu model daha sonra yerini fazla miktarda ve standart üretimin yapılmasına olanak sağlayan seri üretim modeline bırakmaya başladı.

1990'lı yıllardan sonra da bilgi teknolojilerinin gelişmesiyle toplumsal ve ekonomik alanlarda köklü değişim ve dönüşümlerin yaşanmasıyla beraber bilgi ön plana çıkmaya başladı. Bilginin ön plana çıktığı toplum yapısına da bilgi toplumu adı verildi. Bilginin sürekli üretilmesi, iletişim ağları içinde taşınabilmesi, bölünebilir ve paylaşılabilir olması diğer üretim faktörlerine oranla bilginin avantajlı konuma geçmesini sağladı.

Bilginin elde edilmesi, işlenmesi, aktarılması, sınıflandırılması, kullanımı ve üretilmesine yönelik ortaya çıkan teknolojiler ise son yıllarda ilerlemeler kaydetti. Bu yönde ortaya çıkan teknolojilere "bilgi" veya "bilişim-iletişim" teknolojileri adı verildi. Günümüzde bilginin öneminin her alanda giderek artması, bilgiyi doğru bir şekilde elde etme konusundaki ihtiyacı artırarak, bu ihtiyacı karşılamak üzere önemli çalışmalar yapılmaya başlanmasına neden oldu. Sağlık sektörüne baktığımızda bu yönde özellikle sağlık bilişimi alanında uluslararası standartlar geliştirilmeye başlandı.

Bu standartlara bakıldığında; verinin tanımlanması, aktarılması, saklanması, mahremiyetinin korunması ve analiz edilmesi konularına yönelik olarak çalışmalar yapıldığı görülüyor.

Ülkemizdeki durum göz önüne alındığında; sağlık alanında politika üretmek için hayati öneme sahip verilerin toplanması, saklanması ve analiz edilmesinde ulusal veya uluslararası standartların olmadığı, özellikle veri toplama konusunda ciddi bir karmaşanın olduğu genel kabul görüyordu. Bu durum 2003 yılında yayınlanan "Sağlıkta Dönüşüm Programı" raporunda da yer alan konular arasında girdi.

Bu raporun yayınlanmasının ardında da Sağlıkta Dönüşüm Programında, "Karar Sürecinde Etkili Bilgiye Erişim: Sağlık Bilgi Sistemi" başlığı ile yer alan e-sağlık projesine yönelik adımlar atıldı. Etkili bilgiye erişim için ön şart olan sağlıkta ortak veri anlayışına yönelik "veri standartlarının belirlenmesi" amacıyla bir takım projeler hayata geçirildi. Bu projeler arasında "Ulusal Sağlık Veri Sözlüğü" de (USVS) yer aldı. Türkiye'deki sağlık kurumlarında kullanılmakta olan bilgi sistemlerinin referans olarak kullanabileceği ve terminoloji birliğini sağlamayı amaçlayan bir sözlük olarak hazırlandığı bildirilen "Ulusal Sağlık Veri Sözlüğü"nün ilk sürümü, Sağlık Bakanlığı Bilgi İşlem Daire Başkanlığı tarafından 2007 yılında oluşturuldu.

Sağlık Bakanlığı kaynaklarına göre, USVS'nin, sağlık bilişimi vizyonunun ve bundan sonra bu yönde atılacak diğer adımların en önemli göstergesi ve sağlık bilişimi çalışmalarının da kalbi olduğu ifade ediliyor. USVS; farklı kategorilerde veri kümelerinin olduğu hiyerarşik terim ve nesne toplulukları (Ontoloji ve "Ontoloji"ler) ve bu terimler arası ilişkileri kapsıyor.

Bununla birlikte USVS'nin bir veri sözlüğü niteliği taşımayan; ancak "Sağlık Kodlama Referans Sunucusu" (SKRS) bünyesinde yer alacak ve yine ülke çapında referans olarak kullanılacak olan kodlama ve sınıflandırma sistemlerinin tanımlarını da barındırdığı Sağlık Bakanlığı kaynaklarınca kaydediliyor.

USVS'nin; sağlık kurumlarında, verilerin belirlenmiş standartlar doğrultusunda toplanmasını, analizini ve değerlendirilmesini sağlayarak, sahadan da sağlık verisi toplama konusunda verimi artıracağı ve tekrarlanan hatalı verileri azaltacağı ve toplanan verinin amacına daha uygun bir şekilde kullanılmasına imkân tanıyacağı da sözlükle ilgili verilen diğer bilgiler arasında yer alıyor.

15 Haziran 2007 tarihinde SGK anlaşması bulunan hastanelerin Medula web servislerini kullanarak veri gönderiminin zorunlu hale getirilmesi ile başlayan süreçte Hastane Bilgi Yönetim Sistemlerinin önemi de giderek daha da artmaya başladı. Sağlık Kuruluşlarında Medula ile başlatılan "sağlıkta ortak veri oluşturma" çalışmaları bir sonraki aşamada farklı bir noktaya ulaştı. 2009 yılında Sağlık-NET projesiyle, daha kapsamlı, ayrıntılı veri elde edilmesi ve paylaşımını içeren adımlar atıldı.

Sağlık Bakanlığı web sitesinde Sağlık-NET hakkında şu bilgiler verildi;

Sağlık kurumlarında üretilen her türlü veriyi, doğrudan üretildikleri yerden, standartlara uygun şekilde toplamayı, toplanan verilerden tüm paydaşlar için uygun bilgiler üreterek sağlık hizmetlerinde verim ve kaliteyi artırmayı hedefleyen, entegre, güvenli, hızlı ve genişleyebilen bir bilgi ve iletişim platformu Sağlık-NET ile yapılmak istenen; vatandaşların 'doğumdan ölüme kadar ve ölüm sonrasında' sağlık verilerini merkezde güvenli bir şekilde tutmak suretiyle sağlık bilgisine erişimi kolaylaştırıp hizmet kalitesini artırmaktır.

Tanı, tahlil ve tetkik bilgilerinin hasta mahremiyeti çerçevesinde paylaşımı ile hekimlerimiz ve sağlık kurumlarımızın hastaya ait sağlık verilerine erişimi sağlanacak, vatandaşlarımızın hastanede daha kısa sürede daha iyi hizmet almasına imkân tanınacaktır. Sağlık-NET sistemi ile yapılacak analiz çalışmaları ile koruyucu ve tedavi edici sağlık hizmetlerinin etkinliği artırılacaktır."

Sağlıkta ortak veri paylaşımı elbette en çok kullanıcıların ilgiyle yaklaştığı bir konu... Ortak Veri Anlayışı konulu kapak dosyamız için almış olduğumuz ortak görüşlere göre "Türkiye'de halen ortak bir veri yapısının oluşturulmadığı fakat bu yönde ciddi adımlar atıldığı ve bunun gerekliliği" saptamaları yapılıyor.

Medula ile başlayan sürecin ortak veri anlayışının gelişmesine ciddi anlamda katkıda bulunduğunu söyleyen Medipol Hastanesi Bilgi Sistemleri Yöneticisi Osman Örengül konuyla ilgili düşüncelerini şöyle aktarıyor;

"Medula son döneme kadar daha çok SGK mensubu hastaların faturalandırma süreçlerini kapsamaktaydı. Zaman geçtikçe bazı tıbbi verileri de göndermek zorunlu hale geldi. Bu süreç devam ederken de Sağlık-NET adında daha geniş kapsamlı bir sistem devreye alındı. Tam anlamıyla işlerlik kazanmasa da Medula'ya oranla çok daha fazla verinin ortak bir havuzda toplanması amacıyla Sağlık Bakanlığı tarafından testleri tamamlanarak 1 Ocak 2009 tarihinde devreye alındı.

Sağlık-NET ile ulusal bazda hasta verilerinin üretildiği yerden belli standartlar çerçevesinde tek bir merkezde toplanması, gerektiğinde bu verilere güvenli ve hızlı bir şekilde ulaşımının sağlanarak hizmet kalitesinin yükseltilmesi amaçlanmıştır."

Peki, geride bıraktığımız üç yıl içerisinde farklı aşamalardan geçen sağlık kuruluşları arasında ortak veri paylaşımının yaygınlaşması, sağlık kuruluşu ve hasta açısından hangi olumlulukları ya da olumsuzlukları getiriyor?

Gelinen aşamada güven unsurunu ön plana çıkaran Osman Örengül, "sağlıkta ortak veri anlayışının oturtulması, hem sağlık hizmeti veren kurumlara hem de bu hizmetin muhatabı olan hastalara ciddi anlamda güven sağlıyor" sözleriyle sistemi olumlu bulduğunu belirtiyor.

Sistemin yürütülmesi açısından il sağlık müdürlükleri kilit öneme sahipler. Sistem İl sağlık müdürlüklerinin gözetiminde ve denetiminde işletiliyor. İstanbul İl Sağlık Müdür Yardımcısı Dr. Şuayip Birinci, sağlıkta ortak veri yapısının sağlık kuruluşu ve hasta açısından olumluluklar getirdiğini savunanlar arasında yar alıyor.

Birinci, şu açıklamalarda bulunuyor;

Sağlıkta ortak veri yapısı öncelikle veri yapısının aynı olması dolayısıyla tüm sistemlerin birbiriyle konuşması ve iletişimin kolay olması, hastalara ait klinik verilerin paylaşılmasının kolaylaşması ve mükerrer tetkiklerin azalmasına katkıda bulunacaktır.

Hastalar açısından bakıldığındaysa hastalar kendilerine ait geçmiş klinik verilerine her hangi bir kamu sağlık kuruluşundan ulaşabilecek ve hastanın daha etkin klinik süreçler yaşamasını ve dolayısıyla hastanın hem tanısal hem de tedavi süreçlerinin kısalmasını sağlayacaktır.

Sağlıkta ortak veri anlayışının doktor ve hasta açısından önemine değinilen yukarıdaki açıklamalar bir yana, Özel Gaziosmanpaşa Hastanesi Bilgi Sistemleri Müdürü Uğur Kirez, sağlıkta ortak veri anlayışının, bilimsel ve sosyal araştırmalar için çok büyük imkanlar sağlanmasına olanak sağlayacağına da dikkat çekiyor.

Sağlıkta ortak veri anlayışının sağlanması sürecine baktığımızda bu süreçte hasta bilgilerine rahatlıkla ulaşılabileceği konusu gündem oluştururken İstanbul İl Sağlık Müdür Yardımcısı Dr. Şuayip Birinci de konuya hastanın veri mahremiyetinin sağlanabilmesi açısından bakarak daha fazla güvenlik önlemi alınması ihtiyacı doğabileceğini vurguluyor.

Konuyla ilgili Uğur Kirez de Dr. Şuayip Birinci'nin görüşlerine paralel olarak sağlıkta ortak veri anlayışı ekseninde yapılacak bütün çalışmaların bilgi güvenliği çerçevesinde olması gerektiğini savunarak şu uyarıları yapıyor;

Kişilerin sağlık verilerini toplayabilecek kuruluşların belirlenmesi, hangi bilginin, kiminle, ne kadar ve nasıl paylaşılacağı önemli konulardır. İnsanların kişisel sağlık verilerinin ortalıkta dolaşmaması için gerekli güvenlik alt yapısının ve yasaların vatandaşların kişisel verilerin korunması yönünde düzenlenmesi çok önemlidir."

Kişisel verilerin korunması, konuyla ilgili sağlık çalışanlarının ortak hassasiyet gösterdikleri bir konu.

Dünya Hekimler Birliği Hasta Hakları Bildirgesi'nin "Gizlilik Hakkı"bölümünde de belirtildiği gibi: "Gizli bilgiler sadece hastanın açık onamı varsa veya yasada açıkça öngörülmüşse açıklanabilir. Hastanın açık onamının olmadığı durumlarda bilgilerin öteki sağlık hizmeti verenlere açıklanabilmesi için bunların "kesinlikle bilinmesi gereken kişiler"olmaları gerekir. Hastanın kimliği ile bağlantısı kurulabilecek tüm veriler korunmalıdır.

Bu koruma verilerin arşivleme yöntemine uygun olmalıdır." maddelerini önemseyen uygulamaların sağlanması, kişi mahremiyetine özenli bir yaklaşımın gösterilmesinde fayda görülüyor.

Memorial Sağlık Grubu Bilgi Sistemleri Koordinatörü Yasin Keleş, "hastaya ait tüm verilerin tutulduğu böyle bir ortamda bilgi güvenliğinin korunmasının düşündürücü olduğuna" vurgu yaparak konuyla ilgili değerlendirmelerinde şunları vurguluyor;

Mevcut hasta verisinin ciddi manada korunması ve kurum içerisindeki paylaşımının sağlanması çok önemli ve hassas bir konu oldu. Bu hasta bilgilerinin sağlık sektöründe hasta mahremiyeti açısından baktığınızda bankalardaki kişisel finans verilerinden belki de çok daha kritik bir veri olduğunu söyleyebiliriz. Hastaya ait olan bu verilerin yanlış ve kötü niyetli ellere geçmesi demek kişinin mevcut bir hastalığının kullanılarak o kişiye ciddi bir zarar verilmesine sebebiyet verebilir.

Bu ve buna benzer birçok konu sebebi ile kısmen de olsa sağlık sektöründe veri paylaşımı konusu bugüne kadar bir türlü ciddi manada gündeme gelmemiştir. Bu sebeple hastaneler arasında tekrar eden işlemler, kurumlar arasında paylaşılamayan veriler sebebi ile uzayan süreçler masada sürekli çözülmesi gereken problemler olarak durmuştur. Sağlık bilişim yöneticileri olarak mevcut bilgilerin güvenliği sağlama adına kurumlar arasındaki güveni tesis edebilecek ve aynı zamanda teknik olarak bu güvenilirliği ispat edebilecek sistemlerin gelişmelerini yakından takip ediyoruz.

Şüphesiz "sağlıkta ortak veri anlayışının" tamamen yerleşmesiyle sağlık ekonomisi açısından önemli kazanımlar sağlanacağı görüşleri de sıklıkla ifade ediliyor. Sağlık Bakanlığı da ekonomik kazanımlar açısından sistemin geliştirileceğine inanan kurumların başında yer alıyor. Sağlık Bakanlığı e-sağlık Bilişim Proje Koordinatörü Ali Kemal Çaylan değerlendirmelerinde şunları söylüyor;

Sağlık kuruluş açısından bakıldığında hastaların ve hastalıkların kayıtlarının değerlendirilmesi ve yapılan işlemlerin takibi, tetkik ve muayenelere ait bilgilerin paylaşılmasına dayalı ekonomik tasarruf sağlanacaktır. Bu çok büyük kolaylıklar sağlayan ve sağlık harcamalarını da azaltan bir sistem olup başlangıçta titiz ve kaliteli çalışmayı gerektiren ancak çok fazla bir maliyeti olmayan bir sistemdir.

Sağlıkta ortak veri anlayışının doktora sağlayacağı avantajlar olduğunu da ileri süren Ali Kemal Çaylan, sistemin doktorlara yarar sağlaması beklenen yönleriniyse şöyle açıklıyor;

Doktorun hastayı tam olarak anlama, hastalığın gidişatına hakim olmak ve geçmişte yapılan tedavileri gözden geçirme, değerlendirme ve bu kapsamda diğer branşlardan konsültasyon isteme ve sonucunda hastanın tedavisini düzenleme konusunda çok fazla zaman harcaması gerekmektedir.

İşte tüm bu süreçlerin daha kaliteli ve daha hızlı ve etkili olması ve tüm bu bilgilerin hasta tarafından istenildiği zaman görülmesi ve Sağlık Bakanlığı açısından veri kayıtlarının illerdeki çalışmalar için tutulması ve tüm bu işlemlerin belirli standartlarda ve ortak dilde olması çok önemlidir. Bu sistemle hastalar kendi hastalıkları hakkında istedikleri zaman bilgi sahibi olurken tedavilerini ve gelişmelerini takip edebileceklerdir.

Doktorlar hastanın geçmişi ile ilgili tekrar sorgulama yapmadan hastanın hastalık ile yapılan işlemleri ve gelişmelerini bir bakışta değerlendirebilecek ve hastaya daha fazla zaman ayırarak, hastanın hastalık bilgilerine daha iyi hakim olarak daha az bir zamanda kaliteli hizmet verecektir.

Bu noktada, günlük mesailer de göz önüne alındığında, veri girişlerinin hangi personel tarafından yapılacağı büyük önem kazanıyor. İzlendiği kadarıyla, veri girişi yapmak zorunda kalan hekimler, hemşireler ve diğer sağlık personeli kendi işlerinin yanı sıra veri girişini düzenli yapmak konusunda çok da benimser bir tutum içinde görünmüyorlar.

Verinin sağlıklı, doğru, güncel olarak sağlanması ve aktarımı konusunda belirli bir personel politikasının önerilememesi ya da uygulanamaması sistemin zayıf karnı olabilir.

Doğru kişiyle doğru veri akışı sağlanamadığı sürece, sistemin başarısı açısından zaaflar olacağını söylemek yanlış görünmüyor.

Sağlıkta ulusal ve uluslararası veri tabanı oluşturmanın orta ve uzun vadeli getirilerinin neler olduğu değerlendirildiğinde ise bu veritabanlarını oluşturmanın öncelikle standartların geliştirilmesi, ortak evrensel birimlerin oluşturulması ve ülkelerin birbirleriyle kıyaslanabilir duruma gelmeleri açısından önemli olduğu da görüşlerini bizimle paylaşan yetkililerin ortak görüşleri arasında...

Uğur Kirez, ulusal düzeyde elde edilen bilgilerin uluslararası veri tabanından faydalanılarak elde edilecek bilgiler ile karşılaştırıldığında ülkelerin sağlık durumlarının daha net görüleceğine dikkati çekerek şu değerlendirmelerde bulunuyor: "Bu çalışmalarda en doğru sonuca ulaşmak için ortak veri yapısının getirmiş olduğu avantajlardan yararlanarak evrensel birimlerle ölçülmüş standartları belli olan sonuçlar üzerinden gidilecektir.

Aslında yapılan bu çalışmaların temelinde insanoğlunun yaşam kalitesinin sürekli iyileştirilmesi amacı bulunuyor. Bu iyileştirme sürecinde de bizim için en önemli verilerden biri de veridir. Bu veri girdisini en iyi şekilde işleyip çıkan sonuçlardan edindiğimiz bilgi ve tecrübelerimizi yeniden girdi olarak sisteme soktuğumuzda sürekli iyileştirme için en büyük adımı atmış oluyoruz." Peki, Türkiye'de hem kamu hem de özel sağlık kuruluşları ortak veri tabanı oluşturma konusunda dünya ülkelerine oranla hangi aşamada yer alıyor. Sağlık Bakanlığı'nın esas olarak bu konuda pek çok Avrupa Ülkesi'nden daha ileri düzeyde olduğu görüşünü savunan Ali Kemal Çaylan bu yönde ülkemizin içinde bulunduğu durumu şu cümlelerle özetliyor;

"Avrupa Birliği 2010 hedefleri alt başlığı olan ve 2010 e-sağlık kapsamında yürüttüğü projeler den birisi de Epsos projesidir. Bu proje ile Avrupa Birliği vatandaşları ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları projeye üye ülkelerde bulundukları zaman dilimi içinde sağlık hizmetlerinin devamının sağlanması konusu güvence altına alınmış olacaktır. Epsos projesi ile gerekli durumlarda e-reçete, hastalık özetleri, hasta bilgileri ve 112 hizmetleri hastanın lehine sağlanmış olacaktır.

Daha ileri zamanlarda ise bu sisteme ödeme mekanizmalarının da dâhil edilmesi planlanmaktadır. Tüm bu sistemlerin gerçekleştirilmesi ise kapsamlı bir veri tabanının oluşturulmasına bağlıdır. Bu da Sağlık Bakanlığı'nda oluşturulmuştur. Ancak Avrupa Birliği ülkelerini kapsayan ortak bir veri merkezinden ziyade belli standartlara dayalı her ülkenin kendi veri tabanını oluşturması hukuki ve yönetilebilir açıdan daha uygundur. Burada önemli olan oluşturan veri tabanı sisteminin 'Birlikte İşleyişi'dir. Aslında Epsos projesinin temeli bu birlikte işleyişe dayanmaktadır.

Nasıl birçok sektör birlikte işleyişe sahipse artık sağlık hizmetleri de birlikte işleme özelliğine sahip olmalıdır. Üniversite ve özel sektör bahsettiğim tüm bu gelişmelerin dışında kalamaz. Bildiğiniz üzere sağlık sistemimiz veri toplama, ödemeler ve benzer sistemler ile bir bütün olarak hareket etmektedir. Bu sebeple bu kesimi ayrı tutamayız."

Özel Gaziosmanpaşa Hastanesi Bilgi Sistemleri Müdürü Uğur Kirez de dünyada ortak veri yapıları üzerinde özellikle gelişmiş ülkelerde bir takım başarılı uygulamalar görülebildiğini bildirerek diğer ülkelerle Türkiye'yi şöyle kıyaslıyor;

Aile hekimliği, hastaneler, ödeyici sistemler ve hasta arasında entegre olan örnekler mevcut. Türkiye'de bu konuda adımlar atılmaya başlandı ama henüz yolun başındayız. Buradaki avantajımız dünyadaki örneklerden faydalanıp hızlı bir şekilde daha kuvvetli veri yapıları kurabilmek.

Peki gerek özel sağlık kuruluşları gerekse kamu kuruluşları ortak veri yapısının oluşturulması konusunda nasıl bir organizasyon içindeler?

Konuyla ilgili olarak Osman Örengül grup hastanelerinin kendi aralarında ortak bir veri tabanı kullanması yönünde çalışmalar yaptıklarını ve bunun alt yapısını hazırlamaya çalıştıklarını da ifade ediyor. Ali Kemal Çaylan ise, sağlığın yürütülmesi ve planlanması ve anlık müdahalelerinin tamamen toplanan verilere dayanmakta olduğunu, bunun artık herkes tarafından bilindiğini vurgulayarak Sağlık Bakanlığı'nın bu yöndeki organizasyonu hakkında şu bilgileri veriyor;

Toplanan veriler Sağlık Bakanlığı'na bağlı çeşitli birimler ile ilintili kuruluşlar ve uluslararası kuruluşlar tarafından kullanılmakta ve referans alınmaktadır. Bu sebeple toplanan verilerin belli standartlarda ve standartların ise uluslararası standartlarda olması gerekir.

Bu kavramdan yola çıkarak öncelikle toplayacağımız verilerin özelliklerini tespit ettik. Bunların standartlarını belirledik ve kesinlikle uluslararası özellikte ve birlikte işleyişe uygun olmasını sağladık. Bu çok kolay olmadı. Çünkü Sağlık Bakanlığı'na bağlı 900 hastane bulunuyor. Her gün milyonlarca kişi muayene olmakta, hastalıklarının tedavisi için reçete almaktadır. Tüm bu veri girdilerinin belirli standartlarda yapılması, veri işlemesinin sağlanması, girilen verilerin paylaşımının sağlanması böyle büyük bir nüfusta pek kolay bir işlem değildir.

Uğur Kirez ise çalıştığı hastanede ortak veri anlayışının oluşmasına yönelik yapmış oldukları faaliyetler hakkındaysa şu bilgileri veriyor;

Öncelikle kendi işlemlerimizin kalitesini artırabilmek, hastalarımıza daha iyi hizmet sunabilmek için tüm işlemlerinizde bir standardizasyon ve belirlenmiş ortak kodlar olmasına özen gösteriyoruz. Örnek olarak ICD tanı kodları, işlem kodları ve klinik kodlarını gösterebiliriz. Özel Gaziosmanpaşa Hastanesi olarak biz Kalite Koordinatörlüğü liderliğinde ortak veri çalışmalarını yürütüyoruz.

Bu kapsamda oluşturduğumuz bazı komiteler mevcut. Örnek olarak bilgi yönetim komitemiz, kişiler ve birimler arası ortak veri yapısı üzerinde çalışmalar yürütmektedir. Hastane içerisindeki üretilen verilerin mümkün olduğunca kayıt altına alınması da bu komitenin görevleri arasında. Komitelere iletilen konular uzman komite üyelerince tartışılarak en doğru karara varılmaya çalışılıyor.

Ayrıca Sağlık Bakanlığı kalite standartları, ISO 9001 ve JCI gibi Ulusal ve uluslararası standartlara göre yapmış olduğumuz çalışmalarda da ortak veri yapısının sağlanması konusunda bize çok faydalı olmuştur. Elde ettiğimiz verilerin toplum sağlığı için kullanılması için verileri istenilen standartlarda Sağlık Bakanlığı, İl Sağlık Müdürlüğü ve Sosyal Güvenlik kurumu gibi kamu teşkilatlarına gönderiyoruz.

Bu verileri doğru ve tam olarak gönderebilmek için gerekli alt yapıları kurmuş bulunuyoruz.

Memorial Sağlık Grubu Bilgi Sistemleri Koordinatörü Yasin Keleş, kendi kuruluşlarında ortak veri anlayışına yönelik yapmış oldukları faaliyetler yerine bu yönde özel sağlık kuruluşlarının neler yapması gerektiğine yönelik önerilerini paylaşıyor;

Özel sağlık kuruluşları da hasta odaklı olarak hareket edip gerçekte hastaya ait olan verileri güvenli bir şekilde, hastanın rızası ve onayını alarak ilgili kurumlar ile paylaşmanın yollarını bulmalı ve teknik düzenlemeler için harekete geçmeliler.

Bu paylaşımları yapmaya başladığımızda bir hasta özgürce istediği doktora gidip geçmiş bilgileri ışığında muayene olabilecek ve tedavisini yönlendirebilecektir. Bunu yaparken de elinde sonuç çıktıları ve radyoloji filmleri ve CD'leri ile değil, belki bir USB stick, kendi cep telefonuna yüklenmiş dosyası veya internet ortamında saklanan ve her türlü HBYS (Hastane Bilgi Yönetim Sistemi) yazılım ile entegre olan bir sisteme üye olarak sağlık kuruluşuna başvuracaktır.

Bu hastanın aslında en tabii hakkıdır. Kendi sağlık verimize ülkemizde şehirlerarası veya bizimde entegre olduğumuz ülkeler arasındaki seyahat halindeyken de ihtiyaç duyduğumuzu düşünürseniz ne kadar kıymetli adımlar olduğunu daha çabuk hissederiz.

Herhangi bir rahatsızlığı olmayan insanlar içinde önemliyken, kronik hastalığı olan veya sürekli takip gerektiren hastalığa sahip kişilerde bu durum hayati önem taşımaktadır. Kendi verilerimize özgür irademizle sahip olacağımızı günler çok yakın da gelecek.

Yararlanılan Kaynaklar

http://www.e-saglik.gov.tr/usvs-nedir-id33-32.html

http://www.sagliknet.saglik.gov.tr/USVSBrowser/All.jsp

http://saglikkurumu.com/pg/blog/hasta/read/120981/usvs-nedir

http://www.turkstudent.net/content/article/6208/bilgi-toplumuna-gecis-donusum-sancilari.html 

Konunun Tamamı Hastane Dergisi 68. Sayısında!

 

28.2.2011 - 5728



Konuyla İlgili Sorular
İlgili Forum Konuları

SAĞLIK HABERLERİ Tüm Haberler Sağlık Haberleri Rss

FOTO GALERİ Tüm Foto Galeriler
Diş Fırçanızı Karanlık Yerde Tutuyorsanız Dikkat! Tehlike Saçıyor
Diş Fırçanızı Karanlık Yerde Tutuyorsanız Dikkat! Tehlike Saçıyor
Yumurtayı Pişirmeden Önce Yıkamak Ne Kadar Doğru?
Yumurtayı Pişirmeden Önce Yıkamak Ne Kadar Doğru?
Kan Lekeli Yumurta Yenir mi?
Kan Lekeli Yumurta Yenir mi?
Lahana Yapraklarını Göğsünüze Sarın, Faydası İnanılmaz
Lahana Yapraklarını Göğsünüze Sarın, Faydası İnanılmaz

SAĞLIK VİDEOLARI Tüm Videolar
Sağlık Video Göziçi İğne Nedir? Neden Yapılır? İzmir Kaşkaloğlu Göz Hastanesi
Göziçi İğne Nedir? Neden Yapılır? İzmir Kaşkaloğlu Göz Hastanesi
Sağlık Video Yakını Görememe ve Tedavisi İzmir Kaşkaloğlu Göz Hastanesi
Yakını Görememe ve Tedavisi İzmir Kaşkaloğlu Göz Hastanesi
Sağlık Video Botoks Nedir Kaşkaloğlu Göz Hastanesi
Botoks Nedir Kaşkaloğlu Göz Hastanesi
Sağlık Video Katarakt Ameliyat Sonrası Gözlük İzmir Kaşkaloğlu Göz Hastanesi
Katarakt Ameliyat Sonrası Gözlük İzmir Kaşkaloğlu Göz Hastanesi

 

[Hata Bildir]