Süper Anne Sendromu Hasta Ediyor!

Günümüz kadınlarının pek çoğu hem çalışıyor, hem ev işleri ile ilgileniyor, çocuğuna bakıyor bir yandan da fit ve sağlıklı görünmeye çalışıyor.

Süper Anne Sendromu Hasta Ediyor!

Günlük hayatın koşuşturması içinde, iş ve sosyal yaşantısının tüm zorlukları arasında mekik dokuyan kadın pek çok fiziksel ve psikolojik rahatsızlıkla baş etmek sorunda kalabiliyor. “Süper anne” ya da “zorlanmış anne sendromu” olarak tanımlanan bu rahatsızlık modern çağın kadını için en büyük tehlikelerin başında geliyor. Memorial Şişli Hastanesi Çocuk ve Ergen Psikiyatristi Uz. Dr. Leyla Benkurt Alkaş, süper anne sendromu hakkında bilgi verdi ve önerilerde bulundu.


30 yaş üstü, çocuk sahibi olup da kariyerini erkek meslektaşları kadar yoğun yaşayan kadınlarda yeni yeni tanımlanmaya başlanan bir grup belirti kümesi mevcut. “Süper anne sendromu” olarak adlandırsa da aslında  “zorlanmış anne sendromu” da denebilir.  Tıbbi olarak farklı hastalık belirtileriyle ortaya çıkan bu durum,  iş verimini düşürdüğü gibi sağlık masraflarını da ciddi boyutta artırmaktadır.


2-3 aydan daha uzun süren baş ağrıları, kaslarda-eklemlerde ağrılar, kramplar, bağırsaklarda şişkinlik, hazımsızlık, uykusuzluk, sürekli yorgunluk, halsizlik, kırıklık, cinsel istekte azalma, çarpıntılar, konsantrasyon zorlukları gibi belirtiler ortaya çıkınca ister istemez doktor olarak bir sürü hastalık akla geliyor. En basitinden en ağırına; kansızlıktan, romatizmaya, kanserden, migrene tüm vücut sistemlerini muayene etmek gerekiyor. Alınan onca kan tahlilleri, çekilen MR’lar, EKG’ler, kaslar için EMG’ler sonrası net bir hastalık tanısı koymak kolay olmuyor. “Kronik yorgunluk sendromu,  tükenmişlik sendromu, fibromiyalji, psiko-somatik hastalık, anksiyete bozukluğu…” tarzında tanılar yazılıyor.

Bazen kişisel kapris olarak dahi değerlendirilebiliyor.


Bu hastalık belirtilerini hasta yaşıyor ve büyük ıstıraplar çekiyor.  Alışılagelmiş, görünen bir hastalık tanısı olmayınca da ailesine, iş arkadaşlarına hatta bazen doktoruna hastalık belirtilerini gerçekten yaşadığı ve acı çektiğini ispatlamak zorunda kalıyor. Aslında en trajik olan durum da bu. Siz her şeyin en iyisini mükemmel bir şekilde yapmaya çalışıyorsunuz ve karşılığında bedeniniz bir dizi rahatsızlık çıkarıyor, çevrenizdeki insanlar da sizi anlamıyor,  takdir etmiyor. Hatta rahatsızlıklarınızı abarttığınızı, dikkat çekmeye çalıştığınızı, kapris yaptığınızı düşünüyor.  Tabii arkasından gelen hayal kırıklığı, kimseye yaranamamanın yalnızlığı ve yetersizlik duygusu ile daha da fazla çabalama, titizlenme ile giden kısırdöngü…

“Zorlanmış kadın”larda görülen belirtiler:



  • Halsizlik, dermansızlık, işlere başlamada güçlük

  • Günlük işleri yapmayı zorlaştıracak ve yatak istirahati ile geçmeyen yorgunluk, bıkkınlık, tükenmişlik hali

  • Baş ağrıları, unutkanlık, kafada ağırlık hissi, sürekli yapacaklarını düşünme ,düşünce kargaşası, uykusuzluk, dinlendirici uyku uyumama

  • Depresyon, sürekli gergin endişeli olma, panik ataklar, cinsel isteksizlik

  • Mide-bağırsak rahatsızlıkları, sindirim anormallikleri, şişkinlik

  • Eklem ağrıları, romatizma, artrit, artroz, kas ağrıları, belde-boyunda ağrı ve kas sertleşmeleri, kramplar

  • Grip benzeri rahatsızlıklar, hafif ateş-üşüme, boğazda ağrı


Eğitimli, çalışkan, titiz, mükemmeliyetçi ve hırslı annelerde bu durum daha sık ortaya çıkıyor

Burada modern şehir hayatının, çalışan kadınların yaşam koşullarının, toplumsal rol ve sorumlulukların,  çocuk bakımında annenin yerinin, iş dünyasındaki rekabet kriterlerinin, akraba ilişkilerindeki beklentilerin gözden geçirilmesi önemlidir.


Kadının eğitim süresinin uzaması, ekonomik gelirinin artması çok olumlu bir süreçmiş gibi görünse de aslında kadını kıskıvrak yakalayıp ezmektedir. Çünkü kadının toplum ve aile içindeki rolü değişmemiştir.  Kadın eğitimine verdiği zaman ve emek nedeniyle kariyerinde yükselmek ve en iyisi olmayı yaşam hedefi olarak seçer. Evlilik ve çocuklu olmanın buna engel olmaması gerektiğini düşünür. “çocukta yaparım kariyer de…” şarkısı eşliğinde erkek meslektaşları ile omuz omuza çalışıp, gerektiğinde rekabet eder.

Kadına büyük sorumluluklar yükleniyor ve kadın da bunu görev ediniyor.


Bununla birlikte kendi anne-babası, kocası, kocasının sülalesi, komşular,  hatta kendi durumundaki diğer kadınlar kendisinden klasik kadın rolleri ister. Evinin düzeni, temizliği, yemeği, alışverişi kocasıyla ortak yarılsa da sorumluluk ve hesap verecek kişi kadın olur. İyi bir eş olarak, kocasını dinlemek, önceliği ona vermek, dış ilişkilerde arka planda durmak, alttan almak hep kadının görevidir. Eşine, kayınvalidesi kadar güzel yapmak, aileye sofralar donatmak, evlenene, hastaya tüm sosyal olaylarda hediye alıp, kutlamak, hatır sormak onun görevidir.


Bu Durum Çocukları da Olumsuz Etkiliyor


Bu “hiçbir şeyden kusur kalmayalım” koşturmacası içinde, çocuklarda da gevşeyememe, sürekli bir yetişkine ihtiyaç duyma, sürekli canı sıkılma, kendini oyalayamama durumları görünüyor. Sık sık hastalanan, başı –karnı-bacakları ağrıyan, mızıl mızıl şikayetçi çocuk sayısı artıyor.


Çocuklar büyürken kendilerine zaman ayıran ama saçını süpürge etmeyen anneye, geniş zamanlara, geniş mekanlara ihtiyaç duyarlar.


Hızla yapmaları istendikçe, yetişmek zorunda kaldıkça, kendisi istemeden imkanlar önüne sunuldukça;  minnet etmeyen, kendi işini görmek istemeyen, doyumsuz, memnuniyetsiz, meraksız, amaçsız çocuklar yetişmektedir. Örneğin kendi giysisini giyme, yeni bir şeye özenme, ona ulaşmak için bekleme, emek ve uğraş içine girme, kendisine sunulan imkan ve nimetlerin kıymetini bilme, bunun için minnet duyma, kendi uğraştığı için merak etme, bağlanma, sahiplenme, kendinin yönettiği, doldurduğu zaman dilimlerini bu amaçlar için doldurma yeteneği kazanmak asıl özgürlüktür. Ama anneler kendileri bunu sağlayamazken çocuklarına öğretmeleri mümkün olmamaktadır.

22.9.2010 - 2289



İlgili Diğer Yazılar
Madde Bağımlısı Çocuk ve Aile
Madde Bağımlısı Çocuk ve Aile
Arkadaşa Danışmak ile Psikoloğa Danışmak Arasındaki Farklar
Arkadaşa Danışmak ile Psikoloğa Danışmak Arasındaki Farklar
Odaklanma sorunu yaşayan çocuklar için 8 öneri
Odaklanma sorunu yaşayan çocuklar için 8 öneri
Pandemide çocuklar da ruhsal olarak çok yıprandı
Pandemide çocuklar da ruhsal olarak çok yıprandı
'Oyun oynayan çocuk, yemekten keyif alır'
Konuyla İlgili Sorular
İlgili Forum Konuları

SAĞLIK HABERLERİ Tüm Haberler Sağlık Haberleri Rss

FOTO GALERİ Tüm Foto Galeriler
Diş Fırçanızı Karanlık Yerde Tutuyorsanız Dikkat! Tehlike Saçıyor
Diş Fırçanızı Karanlık Yerde Tutuyorsanız Dikkat! Tehlike Saçıyor
Yumurtayı Pişirmeden Önce Yıkamak Ne Kadar Doğru?
Yumurtayı Pişirmeden Önce Yıkamak Ne Kadar Doğru?
Kan Lekeli Yumurta Yenir mi?
Kan Lekeli Yumurta Yenir mi?
Lahana Yapraklarını Göğsünüze Sarın, Faydası İnanılmaz
Lahana Yapraklarını Göğsünüze Sarın, Faydası İnanılmaz

SAĞLIK VİDEOLARI Tüm Videolar
Sağlık Video Göziçi İğne Nedir? Neden Yapılır? İzmir Kaşkaloğlu Göz Hastanesi
Göziçi İğne Nedir? Neden Yapılır? İzmir Kaşkaloğlu Göz Hastanesi
Sağlık Video Yakını Görememe ve Tedavisi İzmir Kaşkaloğlu Göz Hastanesi
Yakını Görememe ve Tedavisi İzmir Kaşkaloğlu Göz Hastanesi
Sağlık Video Botoks Nedir Kaşkaloğlu Göz Hastanesi
Botoks Nedir Kaşkaloğlu Göz Hastanesi
Sağlık Video Katarakt Ameliyat Sonrası Gözlük İzmir Kaşkaloğlu Göz Hastanesi
Katarakt Ameliyat Sonrası Gözlük İzmir Kaşkaloğlu Göz Hastanesi

 

[Hata Bildir]