Unıcef "Türkiye'de Çocukların Durumu" Raporu Hazırladı

Unicef'in "Türkiye'de Çocukların Durumu" raporuna göre, Türkiye'de çocuklar toplumu dönüştüren demografik, ekonomik, siyasal ve küresel güçlerin etkisiyle bir yandan daha fazla fırsattan yararlanabilirken, diğer yandan da giderek kırılganlaşıyor.

Unıcef

Unicef'in "Türkiye'de Çocukların Durumu " raporuna göre, Türkiye'de çocuklar toplumu dönüştüren demografik, ekonomik, siyasal ve küresel güçlerin etkisiyle bir yandan daha fazla fırsattan yararlanabilirken, diğer yandan da giderek kırılganlaşıyor.


UNICEF'in Türkiye'deki çocukların esenlik durumunu ortaya koymak, BM Çocuk Haklarına dair Sözleşmede tanınan haklardan ne ölçüde yararlanabildiklerini analiz etmek ve gelecekte çocukların esenliğini artıracak politika ve uygulamaların belirlenmesine katkıda bulunmak amacıyla hazırlanan Türkiye'de Çocukların Durumu özet raporunu yayımladı. Toplumsal ortamın gerek küresel eğilimlerin gerekse iç dinamiklerin etkisi altında hızla değiştiği belirtilen raporda, düşen doğum hızına karşın nüfusun artmaya devam ettiği ve ergenlerle genç yetişkinlerin giderek nüfusun en önemli kesimini oluşturduğu ifade edildi.


Kırsaldan kente göçün ileri aşamalarına ulaşılmış olmakla birlikte henüz sürecin tam olarak tamamlandığı kaydedilen raporda, 2002 ile 2007 yılları arasında önemli bir gelişim sergileyen ekonominin iş imkanları yarattığı, özel tüketimde ve kamu hizmetlerinde genel bir artışa olanak sağladığına işaret edildi.


Buna karşın 2008-2009 yıllarında küresel krizin ülke ekonomisini de etkilediği, milli hasıla ve refah artışında bir kesintiye neden olduğu ve işsizlik sorununu ön plana çıkardığı belirtilen raporda, suç oranlarında da artış görüldüğü ifade edildi. Raporda, toplumsal istikrar, pozitif aile değerleri ve çocuklar için en iyisini yapma isteği gibi değişim sürecindeki olumlu koşullara yer verilirken, gündemde olan kimi siyasal ve toplumsal gerilimler, zararlı gelenekler ve büyük boyutlara varan sosyoekonomik eşitsizliklerin de söz konusu olduğu kaydedildi.


Türkiye'nin orta-üst gelir düzeyinde bir ülke olduğu ve küresel standartlar ışığında mutlak yoksulluk olgusunun son derece sınırlı kaldığı belirtilen raporda, nüfusun yalnızca yüzde 0, 5'lik bir kesiminin günde 2. 15 dolardan az gelirle yaşadığı belirtildi. Raporda, Ekonomik krizin ardından ülke kendini toparladıkça bu yüzdenin daha da düşmesinin beklendiği vurgulandı. Bugünkü kuşağın eski kuşaklara göre daha yüksek yaşam standartlarından yararlandığının görüldüğü ifade edilen raporda, "Ancak yine de, halkın Türkiye'deki ekonomik kalkınmaya ilişkin deneyimleri çeşitlilik göstermektedir. Kayıt dışı istihdam, küçük tarım işletmelerinde çalışma, mevsimlik işçilik, ücretsiz aile işçiliği ve istikrarlı olmayan kendi hesabına çalışma biçimleri yaygındır " değerlendirmesine yer verildi.


Toplumsal cinsiyet rollerinin katı olabildiği ve kadınların dörtte üçünün işgücü dışında kaldığı ifade edilen raporda, yoksulluğun, gelir düzeyi ve tüketim harcamaları temelinde daha kapsamlı biçimde ölçüldüğünde önemli eşitsizliklere işaret ettiği belirtildi.


Raporda, nüfusun altıda birinin, kırsal nüfusun ise üçte birinin ülke ölçeğinde belirlenen yoksulluk sınırının altında bulunduğu, yoksulluğun, düzensiz işlerde çalışma ve düşük eğitim düzeyiyle yakından ilişkili olduğu kaydedildi. Yoksulluğun, büyütmekte olan çocuklar için özellikle zararlı olabildiği, yoksulluk yüzünden kötü beslenme ve hastalık durumlarının ortaya çıkabildiği, eğitimin yarıda kesilebildiği ve çocukların şiddetin, sömürünün ve ihmalin tüm biçimlerine maruz kalabildiğine dikkat çekilen raporda, şu sonuçlara yer verildi: "Yoksul çocukların ileride yoksul yetişkinler olma olasılığı yüksektir.


Yoksulluğa maruz çocuk oranı, aynı durumdaki yetişkinlerin oranından daha yüksektir. 15 yaşından küçük çocukların neredeyse dörtte biri ulusal yoksulluk sınırı altındadır. Kırsal kesimde ise bu oran beşte ikinin üzerindedir. Düşük gelir gruplarında büyük aile genellikle yaygındır ve bu ailelerdeki çocuklar, kimi bölgeler söz konusu olduğunda, yoksulluğa özellikle açık durumdadır. 2009 yılında yoksul pek çok aile küresel kriz yüzünden yiyeceklerinden kısıntıya gittiklerini belirtmiştir. Eğitim ve sağlık hizmetleri tüm çocukları kapsama çabasındadır ve belirli kamu kurumları yoksullara nakit ve ayni yardımlarda bulunmaktadır.


Bununla birlikte, ailelere ve çocuklara yönelik sosyal koruma yardımları yüzde olarak GSYH içinde küçük bir paya sahiptir. " Türkiye'nin küresel standartlara göre mutlak yoksulluğun sınırlı kaldığı bir ülke olduğu belirtilen raporda, ancak Asya ve Avrupa'daki bir çok ülke ile karşılaştırıldığında eşitsizliklerin ileri boyutlarda olduğu ifade edildi.


Dolayısıyla, ülkedeki yoksulluğun önemli düzeyde olduğu, bu yoksulluğun kırsal alanlarda, azgelişmiş bölgelerde ve genel olarak son dalga göçmenlerin yerleştiği büyük kent mahallelerinde yoğunlaştığı kaydedilen rapora göre, 2008 yılında gıda ve gıda dışı yoksulluk içindeki nüfusun oranı yüzde 17. 11 gibi yüksek bir düzeyde. Kırsal kesimde ise bu oran yüzde 34. 62. Yoksulluk 2002 ile 2006 yılları arasında özellikle kentsel alanlarda azalmış olmasına karşın 2009 yılındaki ekonomik gerileme ile yeniden artması beklenebiliyor.


Türkiye'nin nüfusunun hala genç olduğu, ortalama yaşın kadınlarda 19'un biraz üzeri, erkeklerde ise 28 olduğu belirtilen raporda, 0-14 yaş grubundaki nüfusun toplam nüfusun yüzde 26'sını oluşturduğu belirtildi. AB nüfusu içinde bu yaş grubunun payının yaklaşık yüzde 16 olduğu hatırlatılan raporda, Türkiye'de yaklaşık 22. 6 milyon kişi veya nüfusun yüzde 31. 1'inin çocuk olduğu ifade edildi. Ülke nüfusunun giderek yaşlanmakta olduğuna işaret edilen raporda, nüfus eğilimlerinin süreceğinin varsayılması halinde nüfus içindeki çocuk oranının önümüzdeki yıllarda önemli ölçüde azalacağı, buna karşılık çalışma çağındaki yetişkinlerin oranının artacağına dikkat çekildi.


Raporda, 0-4 yaş grubundaki çocukların sayısının 5-9 yaş grubundakilerden, 5-9 yaş grubundakilerin sayısının da 10-14 yaş grubundakilerden daha az olduğu vurgulandı. 2025 yılına kadar olan dönemde başarılı eğitim ve istihdam politikalarıyla sosyoekonomik kalkınma sürecinin hızlanabileceğinin düşünüldüğü, çalışma çağındaki nüfusun toplam nüfus içinde artacağı, buna karşılık bağımlılık oranının düşeceği öngörülen raporda, 2025'ten sonra ise, bu kez 65 yaş ve üzeri nüfusun toplam nüfus içindeki payı artacağından bağımlılık oranının gene yükseleceğine dikkat çekildi.


Kısa vadede, küçük çocuk sayısındaki azalmayla Türkiye'nin kız ve erkek çocukların sağlık ve gelişmeleri için kullanabileceği kamusal ve özel kaynakları artırmasının mümkün olacağı ancak ergenler ve gençler açısından durumun henüz çok elverişli olmadığı, bu kuşağın pek çok üyesi için ebeveynlerin özeni ve hükümet kaynakları, kendini geliştirme, eğitim ve iş olanaklarının sınırlı olabileceği belirtildi.


Rapora göre, doğurganlıktaki düşüş, nüfus artışı ve nüfus içinde küçük çocukların oranı, önemli coğrafi farklılıklar gösteriyor. Tüm bölgelerde düşmekle birlikte doğurganlık kimi yerlerde başka yerlere göre çok daha yüksek. Demografi ve Sağlık Araştırması için belirlenen beş geniş coğrafi bölge arasında en yüksek doğurganlık hızı 3. 26 ile doğuda ve diğer bölgelerde bu hız 1. 73 ile 2. 20 arasında değişiyor.


Ülkede kimi bölgelerde ve toplum kesimlerinde nüfus artışı hızlı, ortalama yaş düşük ve nüfusun tamamına göre çocuk sayısı fazla. Güneydoğu'da ve kimi Doğu illerinde 18 yaşından küçüklerin toplam nüfus içindeki payı yüzde 40-50 iken batıdaki kimi küçük illerde bu oran yüzde 20-25'e iniyor.

5.5.2011 1 - 6934



Konuyla İlgili Sorular
İlgili Forum Konuları

SAĞLIK HABERLERİ Tüm Haberler Sağlık Haberleri Rss

FOTO GALERİ Tüm Foto Galeriler
Diş Fırçanızı Karanlık Yerde Tutuyorsanız Dikkat! Tehlike Saçıyor
Diş Fırçanızı Karanlık Yerde Tutuyorsanız Dikkat! Tehlike Saçıyor
Yumurtayı Pişirmeden Önce Yıkamak Ne Kadar Doğru?
Yumurtayı Pişirmeden Önce Yıkamak Ne Kadar Doğru?
Kan Lekeli Yumurta Yenir mi?
Kan Lekeli Yumurta Yenir mi?
Lahana Yapraklarını Göğsünüze Sarın, Faydası İnanılmaz
Lahana Yapraklarını Göğsünüze Sarın, Faydası İnanılmaz

SAĞLIK VİDEOLARI Tüm Videolar
Sağlık Video Göziçi İğne Nedir? Neden Yapılır? İzmir Kaşkaloğlu Göz Hastanesi
Göziçi İğne Nedir? Neden Yapılır? İzmir Kaşkaloğlu Göz Hastanesi
Sağlık Video Yakını Görememe ve Tedavisi İzmir Kaşkaloğlu Göz Hastanesi
Yakını Görememe ve Tedavisi İzmir Kaşkaloğlu Göz Hastanesi
Sağlık Video Botoks Nedir Kaşkaloğlu Göz Hastanesi
Botoks Nedir Kaşkaloğlu Göz Hastanesi
Sağlık Video Katarakt Ameliyat Sonrası Gözlük İzmir Kaşkaloğlu Göz Hastanesi
Katarakt Ameliyat Sonrası Gözlük İzmir Kaşkaloğlu Göz Hastanesi

 

[Hata Bildir]