|
Uzm. Dr. Aytül Gürbüz Tükel
Psikiyatri
Cinsel birleşme girişimleri kadını korkutur, endişelendirir ve früstre eder. Vaginismusu olan kadınların birçoğu evlenmeden önce, yakınlarından, arkadaşlarından cinsel ilişkinin zor, ağrılı olduğuna yönelik duyumlar almışlardır ve bu duyumlar cinsel birleşmeden korkularını arttırır.
Vaginismusu olan kadınlar genellikle tedaviye evliliklerinin birinci ikinci yılından sonra başvururlar. Bu sürede tekrarlayan cinsel birleşme başarısızlıkları özellikle genç kadında yetersizlik duygularına ve kendini kadınlık görevlerini yerine getirmeyen birisi olarak hissetmesine sebep olur, bu durum da eşi tarafından terk edilme korkularını da harekete geçirir.
Bu kadınların hemen hemen hepsinin evlilik öncesi cinsel ilişki deneyimleri hiç yoktur, kendilerini “iyi kızlar” olarak tanımlarlar. Aileleri de evlilik öncesi cinsel yakınlaşmaları onaylamaz..
Erkeklerin cinsel ilişkiye ihtiyaç duyduklarına, kadınların cinsel ilişkiye zorlandığına, himenin parçalanabileceğine inanırlar, saplamak, kesmek, parçalamak ile ilgili yersiz imajinasyonları vardır, himenin yırtılmasının çok ağrılı olacağı ve çok kan akacağı şeklinde düşünceleri vardır.
Bu da cinsel birleşmeden kaçınmada çok rol oynamasına rağmen bu korku sebebiyle himenektomi yaptıran kadınlarda da görülmüştür ki vaginismus sorunu devam etmektedir.
Kadın cinsel organını iğrenç ve utanç verici bulmaktadırlar. Çoğu vaginismusu olan kadın cinsel organına hiç bakmamıştır ve banyoda temizlemek dışında cinsel organlarına hiç dokunmamıştır. Vaginismusu olan kadınlarda kendi cinsel organına ve eşinin cinsel organına karşı aversiyon çok sık görülmektedir.
Çoğunluğu cinsellik hakkında çok az şey bilmektedir. Bunda tabi ki genel eğitim düzeyinden bağımsız olarak cinsel eğitim düzeyinin çok yetersiz olmasının da rolü var. Karşı cinse karşı ilgi duymaya başlayan bir genç kız için anne baba sevinç yerine endişe duymaktadır ve duygu ve davranışlarından dolayı suçluluk hissetmesine sebep olacak şekilde davranılır.
Partner seçimleri babalarıyla ilişkilerindeki internalize obje temeline dayanır ve seçimleri babalarının tersi karakterlere yönelir. Bu kadınların babaları eleştirel, baskıcı, ahlakçı ve tehditkârdır. Çoğu babasından korkmaktadır, babaların yaklaşık yarısı da alkol kullanmaktadır. Vaginismuslu kadınların anneleri ise cinsel ilişkiden hoşlanmayan cinsel ilişkiyi zorunluluk olarak gören kadınlardır.
Vaginismuslu kadınlarda dikkat çeken bir özellik de evliliklerinin aileleri tarafından onaylanmadığıdır. Bu onaylanmama sebepleri arasında mezhep farklılıklarının olduğu evlilikler yapılması ve kaçarak evlenmenin olduğu görülmektedir. Bu onaylanmama da cinsel birleşmenin olmayarak evliliğin tamamlanmamasına sebep olmaktadır.
İlginç bir nokta da bu kadınların başka bir cinsel sorunlarının olmadığı, hemen hepsinin cinsel olarak uyarıldığı ve orgazm olduğudur.
Gürbüz ve arkadaşlarının 41 vaginismusu olan kadının evlilik sorunlarıyla başvuran ve konversiyon bozukluğu olan kadınla aleksitimi ve somatizasyon ilişkisini karşılaştırdıkları çalışmanın sonuçlarına göre;
En genç grup vaginismustur, cinsel yaşamın başında ortaya çıkmasının ve cinsel birleşmeyi engelleyerek evliliğin başında sorunlara yol açmasının rolü vardır. Çiftin çocuk sahibi olma beklentisi ve çevrenin baskısı hekime başvuru süresini kısaltmaktadır.
Vaginismus grubu eğitim düzeyi ve ailelerinin eğitim düzeyi açısından her iki grubun ortasında yer almaktadır. Vaginismus olguları kendi içinde değerlendirildiğinde, bu sorunun her sosyokültürel katmanda ve her eğitim düzeyindeki kişilerde görülüyor olması, vaginismusun etiyolojisinde cinsel eğitimsizlik ve cinsel baskıların rol oynadığının bilinmesi birlikte değerlendirildiğinde, toplumumuzda cinsel eğitimsizliğin ve cinsel baskıların öğrenim düzeyi ve sosyokültürel etmenlere bakılmaksızın yaygın olduğu ortaya çıkmaktadır.
Vaginismusu olan kadınların evlilik sorunuyla başvuran olgulara göre somatizasyon, anksiyete, fobik anksiyete değerleri daha yüksekti. Bu da vaginismusu olan kadınlarda cinsel fobik kaçınmalara ek olarak başka fobik kaçınmaların da sık görüldüğü görüşünü desteklemektedir.
28.2.2011 - 5721
|