|
Sağlığa uygun olmayan 12 ton "salmonella " ve "listeria " taşıyan etin piyasada olduğu iddiaları ortalığı karıştırdı.
Konuyla ilgili et tedarik eden şirket, "Teslimattan sonra tedarik zincirinde oluşabilecek aksaklıklar ve bozukluklar nedeniyle bu malların kontamine olmasından sorumlu değiliz " şeklinde bir açıklamada bulundu.
Türkiye'de, son günlerde bazı et ürünlerinde görüldüğü ileri sürülen, patojen (hastalık yapabilen) bakteriler sınıfına giren ''Salmonella'', şiddetli ishale ve buna bağlı olarak su elektrolit kaybına; "Listeria "nın ise şiddetli kramp ve bulantıya yol açıyor.
Hacettepe Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi ve Gıda Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Sait Aykut Aytaç, et ürünlerinde görülebilen bu iki bakterinin, diğer çoğu bakteriler gibi canlı hayvandan başlayan ve tüketime kadar geçen süreç içinde herhangi bir noktadan bulaşabildiğini söyledi.
Özellikle kesimden sonra etlerin 4 derece üzerinde ve uygun olmayan ortamlarda bekletilmesi ya da muhafaza edilmesi sonucunda bu bakterilerin ete bulaşarak hızla çoğaldığını belirten Aytaç, daha sonraki işlemlerde dahi canlılıklarını koruyabildiklerini ifade etti.
''Listeria'' bakterisinin hem ısıl direnci yüksek olduğu hem de düşük sıcaklık derecelerinde de gelişebildiği için çok önemli olduğunun altını çizen Aytaç; çalışanlardan, kullanılan aletlerden, ürünlerin hazırlanması sırasında kullanılan katkı maddelerinden ve üretim ortamından da bakterilerin bulaşabileceğini vurguladı.
Bu iki bakterinin hastalık yapabilen bakteri türlerinden olduğunu belirten Aytaç, şunları söyledi:
''Her iki bakteri öncelikle mide bağırsak sistemine geçerek hastalıklara (gastroenterit) neden oluyor. Salmonella, şiddetli ishale ve buna bağlı olarak elektrolit kaybına; Listeria ise şiddetli kramp ve bulantıya neden oluyor.
Bu bakteriler kana geçerek başka organlara da taşınabiliyor ve oralarda da hastalık oluşturabiliyor. Bu durumda etkiledikleri organlara bağlı olarak, oluşturdukları hastalıklar daha ağır geçiyor. Özellikle Listeria ölümlere yol açabiliyor. Bu ölüm oranları yaşlı, çocuk ve hamile bayanlarda daha fazla olabilir. Kalp ve beyin organlara zarar verebilirler. Ayrıca hamilelerde düşüklere yol açar.''
Yaşanan bu krizde Tarım Bakanlığı'nın sorumluluğu olduğunu söyleyen Zaman gazetesi yazarı Ali Ekber Yıldırım ise durumu şu sözlerle değerlendirdi:
"Zamanında müdahale edemediği gibi etlerin de sıkı bir kontrolü yapılmıyor. Türkiye ayrıca ambalaj konusunda da yeteri kadar ilerleme kaydedemedi. Normalde bu tür ürünler soğutmalı arabalarda, bazen ambalajlanarak ve kimi ürünler asla yan yana getirilmeyerek taşınır.
Gıda Türkiye'de önemsenmediği için etler üstü açık arabalarda istif edilip taşınıyor. Tabii bu durumda bakterilerin ve virüslerin diğer etlere bulaşması gayet normal. "
30.10.2010 - 2837
|