Hızlı Zayıflamak İşinize Yaramayacak!

Dünya Sağlık Örgütü'nün sağlık raporunda şişmanlık, vücutta fazla miktarda yağ birikmesi sonucu ortaya çıkan ve mutlaka tedavi edilmesi gereken bir sağlık sorunu olarak tanımlanmaktadır.

Hızlı Zayıflamak İşinize Yaramayacak!

Uzman Diyetisyen M.Turgay Köse

Etik Diyet Kliniği

0212 240 31 64


Aşırı besin alımı, yetersiz fiziksel aktivite, genetik, hormonal nedenler, psikolojik sorunlar, sigarayı bırakma, alkol kullanımı gibi faktörlere bağlı olarak gelişen şişmanlık tek başına olduğu gibi komplikasyonları ile de yaşam süresini kısaltan ve yaşam kalitesini düşüren ciddi bir hastalıktır.


Komplikasyonları arasında ilk akla gelenler: Kalp - damar hastalıkları, hipertansiyon, şeker hastalığı, bazı kanser türleri, solunum rahatsızlıkları, karaciğer yağlanması, safra kesesi hastalıkları, eklem hastalıkları, adet düzensizlikleri, kısırlık... şeklinde sıralanabilir.


Multifaktöriyel bir hastalık olan şişmanlığın tedavisinde multidisipliner bir yaklaşım gerekmektedir. Dahiliye uzmanı veya endokrinolog, diyetisyen, fizyoterapist ve psikolog ile ekip halinde tedavi edilmesi durumunda daha sağlıklı sonuçlar alınmaktadır.


Dahiliye uzmanı veya endokrinolog kontrolünde yapılacak klinik muayenenin ardından kan tahlil sonuçları yorumlanarak, kişi diyetisyen eşliğinde tıbbi beslenme (yani diyet) tedavisine alınmalıdır.


Egzersiz ve yaşam tarzı değişikliği ile hedefe ulaşılmalı ve kişi koruma programına alınmalıdır. 3 ay süresinde diyet, egzersiz ve davranış değişikliği tedavisi uygulanmadan kimseye ilaç tedavisi ve/veya cerrahi tedavi uygulanmamalıdır.

 

Zayıflama diyetlerinde temel ilke; bir yandan alınan enerjinin sınırlandırılması, diğer yandan fiziksel aktivite ile enerji harcanmasının artırılmasıdır. Genel ilkeleri benzer olmakla birlikte, diyet mutlaka kişiye özel olarak hazırlanmalıdır.


Çünkü herkesin metabolizması birbirinden farklıdır, tıpkı parmak izi gibi. Kişiye özel diyet listeleri mutlaka diyetisyenler tarafından hazırlanmalıdır.


Tıbbi beslenme tedavisinin yani diyet programlarının, kişinin (yaş, cinsiyet, boy uzunluğu, vücut ağırlığı, fiziksel aktivite düzeyi, sosyo - ekonomik durumu, dini inancı, beslenme alışkanlığı ve içinde bulunduğu fizyolojik durum vb.) özelliklerine göre enerji ve besin öğesi içermesi; dengeli beslenme alışkanlığı kazandırabilmesi ve yavaş ağırlık kaybı ile (0,5 - 1 kg / hafta) bireyin yeni beslenme programını yaşam tarzı haline getirmesini sağlayabilmesi gerekir.


Unutulmamalıdır ki; ayda 6 kg üzerinde ağırlık kaybı metabolik olarak başka sağlık problemlerine zemin hazırlamaktadır. Sabırlı olmak şarttır. Kişi, seneler içerisinde aldığı kiloları birkaç haftada vermeye çalışmamalıdır. Bu uğurda aç karına greyfurt veya limon suyu içmenin, kabak çekirdeği yemenin, sürekli maden suyu içmenin, besinleri karbonhidrat ve protein içerikleri açısından ayrıştırmanın, yosun tabletleri, kekik suları ve zayıflama çaylarından medet ummanın hiçbir bilimsel dayanağı olmadığı gibi; faydadan çok zarar verdiği aşikardır. 


Ağırlık kaybının geçmişine bakıldığında; midede hacim oluşturan posa tabletlerinin sindirim sisteminde tıkanmalara, kafein ve amfetaminlerin bağımlılığa, çok düşük kalorili diyetlerin ve sindirim sistemine yapılan cerrahi müdahalelerin besin öğesi yetersizliklerine, protein diyetlerinin böbrek ve kalp problemlerine, kalp yetmezliği sonucu ölümlere neden olduğu görülmektedir. 


Peki, zayıflamaya uyumlu tıbbi beslenme tedavisinde genel ilkeler sıralanacak olursa;


Günlük uyku süresinin 7 - 8 saat arasında tutulması gerekmektedir. Sürekli olarak daha az veya çok uyumak kilo alımını artırıcı etkiler göstermektedir. 


Uyandıktan sonraki ilk 1 saat içinde (spor yapılmıyorsa eğer) kahvaltının bitirilmesi gerekir.


Yapılan bilimsel araştırmalar, aynı miktarda enerji alsalar da 3 öğüne göre 6 öğün beslenenlerin daha kolay kilo verdiğini göstermektedir. Öğün sayısının artırılması, mideyi dolu tutarak sonraki öğünde fazla yemeyi engeller. Bu nedenle sık aralıklarla, azar azar beslenilmelidir. 


Aç tavuk düşünde darı ambarı görür. Uzun süren açlıklar sonrasında kan şekeri düşer ve fazla besin alımına davetiye çıkarılır. Bu nedenle diyet ara öğünler ile desteklenmeli, gün içerisinde yaklaşık olarak her 2,5 - 3 saatte bir beslenilmelidir.


Akşam yemeğini yatmadan 3,5 saat önce sonlandırmak gerekir.


Yemek süresi uzatılmalıdır. Unutulmamalıdır ki, tokluk hissi 20. dakikada oluşur. Dolayısıyla her lokmadan sonra çatal - kaşığı tabağa bırakmak, besinlerden keyif ve tat alabilmek adına iyice çiğnemek gerekir.


İnsülin seviyesinde ani değişikliğe yol açarak tekrar tatlı yeme isteği uyandıracağı için rafine şekerden olabildiğince uzak durulmalıdır. Şekerin fazlasının vücutta yağa dönüştüğü unutmamalıdır. Kan şekeri üzerinde olumsuz etkileri olmaması nedeniyle, rafine şeker yerine yapay tatlandırıcılar güvenle kullanılabilir.


Enerjisi yüksek, besin değeri düşük kaymak, krema, mayonez, cips, sos, kuruyemiş gibi yağlı besinlerden mümkün olabildiğince uzak durulmalıdır. 


Yiyecekleri kızartmak yerine haşlama, ızgara yapma, buğulama, buharda veya fırında pişirme yöntemlerini kullanarak hazırlamak çok daha sağlıklı olacaktır.


Biri de bir, bini de bir diyerek hamur işlerinden olabildiğince az miktarlarda yenilmelidir. 


Düzenli yapılan egzersiz metabolizma hızını ve yağ yakmayı artırıcı etkiler göstermektedir. Diyetin etkinliğini artırdığı gibi, koruma programında da başarıyı destekler.


Kurubaklagiller (kuru fasulye, nohut, mercimek, kuru barbunya), kepekli tahıllar (esmer ekmek, yulaf, bulgur, kepekli pirinç / makarna / erişte / un), sebze ve meyveler içerdikleri lifler sayesinde midede hacim sağlayarak uzun süre tok tutar ve diyete uyumu artırırlar. Ayrıca kan şekeri, kolesterol ve tansiyonu istenilen seviyelerde tutmaya yardımcı olmaktadır.


Dışkılama sayısını ve miktarını artırarak kabızlığı önlemeye yardımcı olur, kalın bağırsak kanserinden koruyucu etkiler içerir. Lif alımını artırmak adına soyulmadan yenilebilen sebze ve meyveleri kabukları ile birlikte tüketmekte yarar vardır. 


Lifli besinlerin bahsedilen etkilerini gerçekleştirebilmesi için, gün içerisinde bol sıvı alınması gerekir. Gün içerisinde her saat başı bir bardak su içmesi sayısız fayda sağlar.

11.3.2011 - 5868



İlgili Diğer Yazılar
Şeker Bayramına Özel Diyet
Şeker Bayramına Özel Diyet
İlaç kullanırken tüketilen besinlere dikkat
İlaç kullanırken tüketilen besinlere dikkat
Yazın tüketilen içeceklere dikkat: Aşırı sıcak vücutta elektrolit kaybına yol açıyor
Yazın tüketilen içeceklere dikkat: Aşırı sıcak vücutta elektrolit kaybına yol açıyor
Diyabet hastalarına dondurma yerken porsiyon uyarısı
Diyabet hastalarına dondurma yerken porsiyon uyarısı
Aç kalarak kilo vermeye çalışmak hastalıklara davetiye çıkarıyor
Konuyla İlgili Sorular
İlgili Forum Konuları

SAĞLIK HABERLERİ Tüm Haberler Sağlık Haberleri Rss

FOTO GALERİ Tüm Foto Galeriler
Diş Fırçanızı Karanlık Yerde Tutuyorsanız Dikkat! Tehlike Saçıyor
Diş Fırçanızı Karanlık Yerde Tutuyorsanız Dikkat! Tehlike Saçıyor
Yumurtayı Pişirmeden Önce Yıkamak Ne Kadar Doğru?
Yumurtayı Pişirmeden Önce Yıkamak Ne Kadar Doğru?
Kan Lekeli Yumurta Yenir mi?
Kan Lekeli Yumurta Yenir mi?
Lahana Yapraklarını Göğsünüze Sarın, Faydası İnanılmaz
Lahana Yapraklarını Göğsünüze Sarın, Faydası İnanılmaz

SAĞLIK VİDEOLARI Tüm Videolar
Sağlık Video Gebeliğin Hangi Döneminde Diş Tedavisi Yapılmamalıdır ?
Gebeliğin Hangi Döneminde Diş Tedavisi Yapılmamalıdır ?
Sağlık Video İdrarda Gebelik Testi Ne Zaman Doğru Sonuç Verir ?
İdrarda Gebelik Testi Ne Zaman Doğru Sonuç Verir ?
Sağlık Video Tüp Bebek Tedavisi Ne Kadar Sürer ?
Tüp Bebek Tedavisi Ne Kadar Sürer ?
Sağlık Video Katarakt Ameliyatı Hakkında Bilmeniz Gerekenler
Katarakt Ameliyatı Hakkında Bilmeniz Gerekenler

 

[Hata Bildir]