Estetik İnternational Doktorlarından Op.Dr. Bülent Cihantimur son yıllarda organik olmayan maddelerin vücudumuza verdiği zararlardan ve bunlar ile ilgili siz okuyucularının neler yapabileceğinden bahsediyor.
|
|
|
|
|
|
Op. Dr. Bülent Cihantimur'dan Son yıllarda gıda başta olmak üzere pek çok alanda vücudumuza giren ve organik olmayan maddelerin zararları gündeme geliyor. Aynı durum estetik için de fazlasıyla geçerli. Estetik ameliyatlarda kullanılan silikonlar, enjekte edilen botox ve dolgular gibi pek çok yapay maddeler var. Üstelik bu maddelerin vücuda girmesi estetik cerrahların tereddüt ettiği konular. Bu maddelerin vücuda girmesi hem alerjik reaksiyonlara yol açabiliyor hem de etkileri geçi oluyor.
Doğa Bize Kendimize Yetebilme Yeteneği Vermiş
Estetik cerrahide bu güne kadar kıkırdak, kemik, doku özellikle de yağların vücutta farklı bölgelere transfer edilmesi çok kullanıldı. Özellikle yağ transferi konusunda uzun yıllardır ciddi çalışmalar yapıldı. Ancak vücudun bize sunabileceklerinin çok daha fazla olduğunu hep biliyorduk.
Yüz Gençleştirme
Özellikle yüzün yaşlanması her insan için en önemli unsur. Bunun başlıca sebebi de yaşlanma ile gelen hacim kaybı ve sarkma. Bu güne kadar yüz germe ameliyatları hep yapıla geldi. Ancak dünyada bu konunun en iyisi olarak gösterilen cerrahların en iyi kabul ettikleri sonuçlar bile tatmin edici değil. Üstelik böyle büyük bir operasyon büyük kesiler, büyük riskler, uzun ve acılı iyileşme süreçleri gerektiriyor ama kesin sonucu veremiyor. Peki uzun süreli ameliyatsız, kesisiz, gerçek güzelliğin bir formülü olabilir mi? Elbette; Kök Hücre ve PRP.
Kök Hücreden Yeniden Doğmak
İki yıldır da Kore'de sürdürülen araştırmalarda yağdan ve kandan kök hücre, PRP elde edebilen sistemler geliştiriliyor. Artık farklı ihtiyaçlara göre kişinin kendi kan ya da yağ dokusunda üretilmiş tamamen organik çözümler üretebiliyoruz. Kişinin kanında alınan örneklerden PRP, PPP diye adlandırdığımız zengin büyüme faktörleri içeren plazma ile yüz gençleştirmeden saç ekimine, yara iyileşmesinden dolguya kadar geniş bir kullanım alanımız var. Yağ dokusundan ise elde edilen tamamen organik kokteyl ile yüz başta olmak üzere gençleşmede dolgu olarak kullanılabiliyor. Alınan yağ dokularının başka bir bölgeye transfer edilmesinde de bu kök hücre bize çok daha yüksek başarı oranları sağlıyor. 2010 Nisan ayında Türkiye'de bu ürünlerle ilk kez tanışma fırsatı bulan nadir cerrahlardanım. Bu yeni ve devrim niteliğindeki uygulamayı kullandığım hastalarımda daha önce karşılaşılmamış bir etkiyi görüyorum. Özellikle yüze enjekte ederek deride gerçek bir geçleşme, sarkmalarda kalıcı ve doğal bir toparlanma elde edilebiliyor. Üstelik hiçbir yabancı madde vücudunuza girmiyor! Çünkü sizin ilacınız yine sizsiniz.
İhtiyaca Göre Farklı Uygulamalar
3 Günde 3 Yaş Daha Genç:
20-30 yaşları arasında gençken güzelliği korumaya yönelik bu uygulama için kök hücreler kandan elde ediliyor ve muayene ortamında yapılabiliyor. Üç gün içinde iyileşme sağlanıyor ve en az üç yaş daha genç bir görünüme kavuşuyor.
5 Günde 5 Yaş Daha Genç:
30-40 yaşları arası için uygulanıyor. Kan ve yağdan hazırlanan kök hücre karışımı lokal anestezi altında muayene veya ameliyat hane ortamında uygulanabiliyor. Beş günde içinde iyileşme sağlanıyor ve en az beş yaş daha genç bir görünüme kavuşuyor.
7 Günde 7 Yaş Daha Genç:
40 yaş üstü için komplike bir uygulama. Kan ve yağdan elde edilen kök hücreler iğne, konul ve lazer ile cilde verilir.
Bu uygulamaların en önemli özelliği hiçbir kesi yapılmadan kullanılabilmesi. Uygulanan enjeksiyon tamamen kişinin kendi kanından oluşturulan ve hiçbir kimyasal içermeyen tamamen organik ve kalıcı olması.
6.12.2010 - 3238
|
Op.Dr. Bülent Cihantimur |